14. Hukuk Dairesi 2018/1393 E. , 2018/2847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.11.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, dahili davalı ..."e yönelik davanın kabulüne dair verilen 22.12.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden dahili davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı tarafından gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili, 15.11.2011 tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin vefat eden babası ..."nun 373 parselde (43.000 m2 tarla) 3/52 hissesinin olduğunu, bu parselin hissedarlarından aynı zamanda müvekkilinin amcası olan ..."nun bu parseldeki 34/52 oranındaki (28.115 m2) hissesinin tamamını 19.08.2011 tarihinde 8937 yevmiye numarası ile 13.000,00TL bedelle davalı ..."a sattığını, satışın hissedarlara noter kanalı ile haber verilmediğini, tapuda tedbir konulmasını ve 373 parselde davalı adına olan 34/52 oranındaki hissenin ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davacı vekili, 29.06.2012 havale tarihli dilekçesi ile; HMK"nun 125. maddesi uyarınca dava sırasında 21.12.2011 tarih 12407 tevmiye nolu senet ile dava konusu payı devir alan ..."e karşı devam edeceklerini, davalıların önalım hakkının kullanılmasını engellemek için gerçek değerin çok üzerinde anlaşmalı olarak ikinci yapılan devir bedelinin davacıyı bağlamadığını, ilk devir bedeli olan 13.000 TL üzerinden davanın kabulü gerektiğini ayrıca dahili davalı ..."un dava konusu taşınmazın hemen yan tarafında kendi tarlası olduğu gibi çok yakın komşu köyden olduğu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalının davadan haberdar olmadan üçüncü bir şahsa dava konusu yerin satışını, tapudan devrettiğini, dolayısıyla müvekkilinin davada husumet ehliyeti olmadığını, davacının satıcı ..."ya amca-yeğen olmaları hasebiyle tüm gelişmeleri bildiğini, taşınmazda paydaşların aralarında fiili taksim olduğunu, satıcı ..."nun ipotek ve hacizlerden doğan borçları ile yükümlü olarak 19.08.2011 tarih, 8937 yevmiye nolu resmi senet ile satın aldığını ve diğer davalıya 21.12.2011 tarihinde 12407 yevmiye nolu resmi senet ile 150.000,00 TL bedel ile tapudan iyiniyetle sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili, dava dilekçesinin 17.04.2012 tarihinde ilk davalı ..."ın birlikte oturduğu annesine tebliğ edildiğini ve ... bu tarihte şufa davası açıldığını öğrendiğini, dava konusu taşınmazı 21.12.2011 tarihinde 150.000,00 TL bedelle davalı ..."dan satın aldığını, daha sonra 373 parselde hisse sahibi olan Atabay Kınalı adlı şahıstan da aynı parselden dava dışı 3/52 hisse karşılığında 13.12.2012 tarih 10287 yevmiye nolu resmi senet ile 15.000,00 TL"ye satın alarak hissesini çoğalttığını, çiftçilikle geçimini sağladığını, dava konusu taşınmaz hissesini iyi niyetli bir şekilde iktisap ettiğini ve taşınmazı kullanmaya başladığından, öncelikle davanın reddine, olmadığı takdirde payın ederinin halihazırda keşif raporunda 169.814,59 TL olduğunun belirtildiğini, taşınmazı iyiniyetle rayiç bedeli olan 21.12.2011 tarih 12407 yevmiye nolu resmi senet içeriğinde belirtilen satış bedeli 150.000,00 TL ve harç giderleri üzerinden önalım hakkının kullanılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 20.03.2014 tarihli kararın dahili davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/11735-14795 E.K nolu 23.12.2014 tarihli ilamı ile "davanın tereke adına açıldığının kabulü ile tüm mirasçıların katılımı yahut miras şirketine temsilcisi tayini ile davaya devam edilmesi gerektiğinden" gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılamada davacı ..."nın tapuda 07.10.2016 tarihinde 5/104 paylı müşterek malik olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuştur. Mahkemece, 22.11.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu taşınmazda paydaşların fiilen kullanım alanlarının bulunmadığı, alıcı ve satıcı tarafından satışın davacıya bildirilmediği, davanın süresinde açıldığı, davalı ... vekili; bedelde muvaazaa iddiasına dayanmış ve müvekkilinin iyi niyetli olduğıunu ileri sürmüş ise de davalı ..."in bizzat keşifteki beyanında, yerin öncesinde İshak Dağlıoğlu tarafından kullanıldığını, taşınmazın diğer hissedarlarının bu yeri kullanmadığını, kendisinin diğer hissedarlar ile konuştuğunu, diğer paydaşların belli bir kullanım alanları olup olmadığını bilmediğini belirtmiş olması karşısında davalı ..."un yerin hisseli olduğunu diğer paydaşların kullanım alanlarına ilişkin olarak diğer hissedarların yeri kullanmadıklarını bizzat kendi beyanı ile belirtmesi karşısında pay alımında durumu bildiği halde payı devraldığı ve bu suretle iyi niyetli olmadığı kanaatine varılarak dahili davalı ..."e yönelik davanın kabulü ile davaya konu 373 parsel nosunda kayıtlı taşınmazın 34/52 hissesine malik olan davalının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, depo edilen ilk satış bedeli ve tapu masrafları olmak üzere toplam 14.201,20 TL bedelin dahili davalı ..."e karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, dahili davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasının açılmasından sonra payın bir başka şahsa satılması halinde, bedel; yeni alıcının iyiniyetli olup olmadığına göre belirlenir.
Alıcı iyiniyetli ise, kendisinin taraf olduğu satım senedindeki bedel önalım bedelidir. Alıcı kötüniyetli ise, davacı ilk satımdaki satış bedelini ödeyerek önalım hakkını kullanabilir. Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, ikinci satımın tarafı olan ..."in kötüniyetli olduğu kanıtlanamamıştır.
O halde, davacıya 21.12.2011 tarih, 12407 yevmiye nolu resmi senetteki ikinci satım bedelini ve alıcının ödediği harç ve masrafları depo etmesi için yeterli süre verilerek bu bedelin yatırılması halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak dahili davalı ..."e verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.