22. Hukuk Dairesi 2017/25620 E. , 2019/22547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacıların İsteminin Özeti:
Davacı birleşen davada davalı Banka vekili, davalı ...’ın müvekkiline ait işyerinde 11/04/2010-31/01/2014 tarihleri arası çalıştığını, davalının iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın ve ihbar önellerine uymaksızın feshettiğini, davalının ödemesi gereken ihbar tazminatı ile eğitim gideri alacaklarının tahsili için yapılan ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı birleşen davada davacı ... vekili, birleşen dava dilekçesinde, müvekkilinin 14.04.2010 tarihinden 31.02.2014 tarihine kadar .... 2. Bölge Müdürlüğü Bireysel Bankacılık Departmanında, daha sonraki sürede ise ... şubesinde çalıştığını, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ile eğitim gideri alacaklarının davalı Bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların cevabının özeti:
Davalı birleşen davada davacı ... vekili, müvekkilinin çalışma saatlerinin çok uzun olduğunu, fazla çalışma yaptığını ve bu sebeple işten ayrılmak istediğini söylediğini ancak kendisine işverence 02.01.2014 tarihli istifa dilekçesi yazdırıldığını, müvekkilinin 31.01.2014"e kadar çalıştığını ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, eğitim giderine ilişkin borcu olmadığını, haklı sebeple iş akdini fesheden davalı müvekkiline karşı haksız olarak icra takibi başlatıldığını ve takibe itiraz edildiğini ve icra inkar tazminatı talebinin haksız ve yersiz olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı birleşen davada davalı Banka vekili, birleşen davaya cevap dilekçesinde; birleşen davada davacı ...’ın, çalışma süresinin günde 8 saat ve hafta sonları çalışma olmadığından haftada 40 saat olduğunu, her durumda haftada 45 saati aşmadığını, müvekkili bankanın ve diğer bankaların ulusal ve dini bayram günlerinde asla çalışma yapmadığını, davacının iş akdini kendisinin tek taraflı feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının sınav kazanması sonrasında aldığı eğitim sonrasında işe başladığını ve eğitim gider ile konaklama bedelini işten istifa ile ayrılması halinde 5 işgünü içinde ödemeyi taahhüt ettiğini, davacının istifa ederek işten ayrılması sebebi ile eğitim giderinin temettü ödemesinden mahsup edildiğini belirterek birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin haricindeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Öğreti ve uygulamada sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak taraflarınca sözleşmenin sona erdirilmesinin mümkün olduğu kabul edilmektedir.İkale, tarafların ortak iradeleriyle sözleşmenin sona erdirilmesidir.
Taraflardan birinin sözleşmenin sona erdirilmesi için karşı tarafa yaptığı icap, ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur.
Bozma sözleşmesinde icap, karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle iş ilişkisini sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez.
Somut olayda, işveren banka tarafından işçi ...’ın iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiği ileri sürülmüş, işçi ... ise iş sözleşmesini çalışma saatlerinin uzunluğu gerekçesi ile haklı nedenle feshettiğini savunmuştur.Mahkemece işçinin iş sözleşmesini fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi üzerine haklı nedenle feshettiği kabulü ile asıl davada talep edilen ihbar tazminatının reddi ile birleşen davada talep edilen kıdem tazminatının kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından işçi ...’ın 02/01/2014 tarihli el yazılı istifa dilekçesinde "... görevimi ailevi sebepler dolayısı ile bırakmak zorunda olduğumdan... ihbar süresi kullanılmadan çıkışımın yapılmasını arz” ettiği, işveren Bankanın insan kaynakları dairesi tarafından davacının çalıştığı şubeye davacının ihbar süresinde çalışmasına ihtiyaç olup olmadığının sorulduğu ve davacının çalıştığı şube tarafından ihbar süresi kullanmadan çıkışının uygun olduğunun bildirildiği görülmüş olup mahkemece kabul edilenin aksine istifa dilekçesinde belirtilen “ailevi sebep” ibaresinin eksik ya da hiç ödenmeyen işçilik alacaklarını kapsadığının düşünülemeyeceği gibi işçinin işverene hitaben yazdığı istifa dilekçesi, işverenin yapmış olduğu iç yazışmalar ve kayıtlar, işverence istifa dilekçesinin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam ettiği gözetildiğinde gerçek bir istifadan söz edilemez. İşçinin istifa dilekçesine rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleştiği ve kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin davacı işçiden gelen ikale icabının davalı işverence kabul edilmesi üzerine ikale yoluyla sona erdiği anlaşılmış olup işverenin ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmasa da yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava dilekçesinde, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacağı için toplam 500,00 TL talep edilmiş, ancak bu tutarın her bir alacak kalemine düşen kısmı açıklanmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 119/1-(ğ) maddesi uyarınca, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucu belirtilmelidir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu hususun eksik olması halinde, hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vermesi gerektiği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılacağı hükmü düzenlenmiştir. Bu halde, Mahkemece, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı için dava dilekçesinde talep edilen 500,00 TL’nin, ne kadarının hafta tatili ücretine ne kadarının genel tatil ücretine ilişkin olduğunu açıklaması için davacı vekiline bir haftalık ihtaratlı kesin süre verilmelidir. Mahkemece bu yönde bir işlem yapılmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.