
Esas No: 2021/3233
Karar No: 2022/2178
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/3233 Esas 2022/2178 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin bir dava üzerine verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda, davalının talebi üzerine yapılan istinaf başvurularının HMK'nın 341 ve 352. maddeleri gereğince usulden reddedilmesi hatalı bulunarak, bu başvuruların süresinde kabul edildiği ve davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğüne vurgu yaparak, kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi sonucu tarafların kanun yolu başvuru taleplerinin süreden reddedilmesinin adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılması anlamına geldiği vurgulanmıştır. Kararda, HMK'nın 90., 341, 348/2, ve 352. maddeleri de değerlendirilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'nce davalı tarafın talebinin HMK'nın 341 ve 352. maddeleri gereğince usulden reddine, davacı tarafça yapılan katılma yoluyla istinaf başvuru talebinin HMK'nın 348/2 ve 352 maddeleri gereğince usulden reddine ilişkin verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin 39. Hukuk Dairesi'nce davalı tarafın talebinin HMK'nın 341 ve 352.maddeleri gereğince usulden reddine, davacı tarafça yapılan katılma yoluyla istinaf başvuru talebinin ise HMK'nın 348/2 ve 352.maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; HMK'nın 90. maddesi uyarınca kanuni süreler kural olarak kesindir. Hakim bu süreleri eksiltip artıramaz. 6100 sayılı HKM'nun 361/1 maddesi gereğince bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlara karşı tebliğden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Ne var ki mahkeme gerekçeli kararında temyiz süresi 15 gün olarak gösterilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, kanun yolu başvurusunda, mahkemece hatalı belirlenen sürenin mi, kanunda belirlenen sürenin mi uygulanması gerektiği, mahkeme kararında belirtilen sürenin kabul edilmemesi halinde adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan mahkemeye erişim hakkının engellenip engellenmediğinin incelenmesi gerekir.
Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, yine taraf olduğumuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde de, herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmış olup, bu madde kapsamında, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır.
Yasal düzenlemeler ve belirtilen olgular ışığında değerlendirildiğinde; davalı vekili, mahkemenin gerekçeli kararında belirtilen süreye uyarak, bu süre içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Hakim, uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit edip uygulamakla yükümlüdür (1086 sayılı HUMK.m.76, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi). Mahkemenin, kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü göz önüne alındığında, mahkeme tarafından kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi sonucu davanın taraflarının kanun yolu başvuru talebinin süreden reddedilmesi, hatanın tüm sonuçlarının davanın taraflarına yüklenmesi, adil yargılanma hakkı kapsamında adalete erişim hakkının sınırlandırılmasıdır.
Bu gibi hallerde, usul kurallarının mahkemeye erişim hakkını kısıtlayacak şekilde katı uygulanmaması, mahkemenin kanun yolu ve süresini hatalı belirlemesi halinde, kararda belirtilen süreye uyularak yapılan kanun yolu başvurusunun, adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında süresinde yapıldığının kabül edilmesi gerektiğinden, istinaf başvurusu süresinde kabul edilerek, esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Tüm bu nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'nin kararın kaldırılması ve yukarıda açıklanan tüm hususlar dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun ve dolayısıyla katılma yolu ile istinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı kabul edilerek ilgili Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yazılı nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'nin davalı idare ve davacı vekillerinin istinaf başvurusunun usulden reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA, davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi'nin 25.12.2020 tarih, 2019/2010 Esas, 2020/1778 Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 15/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.