12. Hukuk Dairesi 2016/32247 E. , 2018/4384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlu, borca ve imzaya itirazlarının kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece senette çift vade olduğu gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Alacaklı vekili tarafından 24/06/2016 tarihinde temyiz süre tutum dilekçesi verilmiş olup, gerekçeli kararın 08/08/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, yasal süresinde ayrıntılı temyiz dilekçesi verilmemiştir. Bu durumda, alacaklının, temyiz süre tutum dilekçesi ile temyiz yoluna başvurduğunun kabulü gerekmektedir. Buna göre, sadece resen gözetilecek hususlar bakımından inceleme yapılmıştır.
Takip dayanağı olan ve bir örneği dosya içerisinde bulunan bononun üst bölümünde ve "ödeme tarihi" olarak gösterilen kısımda 08.12.2015 tarihi yazılmış ve aynı tarih, bono metninde “08 Aralık 2015” şeklinde belirtilerek, vadenin 08.12.2015 olduğu taraflarca kararlaştırılmıştır.
Düzenlenme tarihinin, bononun alt bölümünde 28.11.2015 olarak ifade edilmesinden sonra, bu tarihin, ayrıca bononun üst kısmında "vade" bölümünde tekrar edildiği görülmektedir.
Her ne kadar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778/1-b maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesine aykırı olarak çift vadeli düzenlenen senetlerin, bono vasfında sayılamayacağı düzenlenmiş ise de, tanzim tarihinin “vade” bölümünde tekrarı, çift vade anlamına gelmez. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK"nun 776/1-f maddesi gereğince, senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu"nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adının (..., ilçe, ..., köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Öte yandan, düzenlenme yeri bulunmayan dayanak belge, bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK"nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu taşımayan bu belgeye dayanılarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılması da mümkün değildir.
Somut olayda, takibe dayanak senette düzenlenme yeri belirtilmediği gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görülmektedir. Bu durumda, sözü edilen senedin, kambiyo senedi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, senette düzenlenme yeri bulunmaması nedeniyle İİK’nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, çift vade bulunduğu kabul edilerek takibin iptaline hükmolunması isabetsiz ise de, sonuçta takibin iptaline karar verildiğinden sonucu itibariyle doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK"nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 35,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.