Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10164
Karar No: 2018/1313

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/10164 Esas 2018/1313 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/10164 E.  ,  2018/1313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği...kasabasında bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacının davasının kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ...beldesi, ... mevkiinde bulunan kadastro bilirkişisinin 14/06/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda (A-1), (A-2), (B), (C), (D-1), D-2) ve (E) ile gösterilen kısımların davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26.04.1985 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 12.03.1960 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada taşlık-çalılık niteliği ile tesbit harici bırakılmıştır.
    Mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; hüküm tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile Antalya Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu nedenle, Ketsel belediyesinin bağlı bulunduğu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden, davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın resen gözetilmelidir.
    Ayrıca, mahkemece 1999 yılında Kestel Belediyesi tarafından imar çalışması yapıldığı ve taşınmazın bir kısmının bu çalışmaya dahil edildiği, imar planına göre dahil edilen kısma ilişkin tapuya tescil yapılmış ise de sonrasında imar planının idare mahkemesi tarafından iptal edildiği, iptal kararının kesinleştiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmişse de; bahsi geçen imar çalışmasının iptaline ilişkin mahkeme ilamı ile fen bilirkişice taşınmazların imar çalışması sonucu Hazine adına tescil edildiği belirtilen 2999 sayılı parsele ilişkin tapu kaydı dosya arasına alınmamış, davalı Hazine tarafından 2006 yılında ayrıca imar çalışması yapıldığı ileri sürüldüğü halde, bu tarihte yeniden imar çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazların bu çalışma kapsamında kalıp kalmadığı hususu araştırılmamış, orman bilirkişice taşınmazların 1989 memleket haritasında çalılık rumuzlu alanda kaldığı belirtilmiş, memleket haritaları hava fotoğraflarından üretildiği halde, memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafının taşınmazı kapsamadığı gerekçesi ile taşınmazın hava fotoğrafı üzerindeki niteliği hususu da tartışılmamış, eski tarihli hava fotoğrafı üzerinde taşınmazın konumu gösterilirken kadastro paftası ölçeği ile hava fotoğrafı ölçeği eşitlenmek sureti ile çakıştırma yapılmamış, taşınmazın konumu hava fotoğrafı üzerinde kalemle işaretlenmek sureti ile gösterilmiş olup rapor bu sebeple denetlemeye elverişli değildir, ayrıca orman bilirkişi tarafından taşınmazların kesinleşen orman tahdidi dışında kaldığı belirtilmişse de; taşınmazın bulunduğu alanı gösteren orijinal orman tahdit haritası dosyaya getirtilmediğinden taşınmazın orman tahdit hattına göre konumunu gösteren bilirkişi raporu ekindeki kroki de doğrulanamamıştır.
    Bu nedenle; mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu beldede yapılan imar planları (1/1000,1/10000-1/5000 ölçekli çalışmalar olup olmadığı ayrı ayrı sorulmak) olup olmadığı var ise hangi tarihte yürürlüğe girdiği, iptal edilmişse iptale ilişkin dayanak belgeler araştırılmalı; bilâhare mahkemece, öncelikle yörede 1984 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastro çalışmasına ilişkin işe başlama, çalışma askı ilan tutanakları ile orman tahdit haritası ilgili Orman İşletme Müdürlüğünden istenmeli, daha sonra ise önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
    Yukarıda belirtilen şekilde yapılacak uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı belirlendiğinde ise dava konusu taşınmazın tesciline karar verilebilmesi için yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp taşınmazın tescile tâbi yerlerden olması ve zilyetlik koşullarının oluşması gerekeceğinden; çekişmeli taşınmazların öncesinin orman niteliğinin ve hukukî durumunun belirlenmesi için yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ile hava fotoğrafı ile yine 1980-1990"lı yıllara ilişkin aktüel durumu gösteren memleket haritası, hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip, uzman orman ve ziraat mühendisleri ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E. K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; ziraat bilirkişi tarafından varsa taşınmaz üzerindeki ağaçlarının yaşları, cinsleri, dağılımları, adetleri açıklanmalı yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
    Çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kalmasına rağmen, uygulanan resmi belgelere veya eylemli duruma göre tamamının veya bir kısmının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olması halinde zilyetlikle kazanılmayacak yer olduğu gözönünde bulundurulmalı, böylesine yapılacak uygulama ve araştırma sonunda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, 1980-1990"lı yıllara ait aktüel durumu gösteren memleket haritası ve hava fotoğrafları ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftaları özel stereoskop aletleriyle incelenerek o yıllarda kullanılıp kullanılmadığı ve ne durumda olduğu saptanmalı, komşu parsellerin dayanağı kayıtlar uygulanarak taşınmazlar yönünü ne şekilde sınır gösterdikleri araştırılmalı; imar-ihyanın ne zaman başlayıp, hangi tarihte tamamlandığı; bundan sonra, varsa sürdürülen zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl ne şekilde devam ettiği, zeminin ve kullanımın ekonomik amacına uygun bulunup bulunmadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak, kendilerinden kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, ziraat mühendisinden bu konularda bilimsel ve ilmi verilere dayalı rapor alınmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki 40-100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı yönünden yöntemine uygun araştırma yapılmalı; taşınmazın bulunduğu yerde yapılmış ve kesinleşmiş bir imar çalışması var ise bu tarihe kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı denetlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Açıklanan husus gözetilmeksizin hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itrazlarının kabulü ile hukmün BOZULMASINA 22/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi