Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4682
Karar No: 2020/489
Karar Tarihi: 23.01.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/4682 Esas 2020/489 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/4682 E.  ,  2020/489 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

    Dava, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili ve davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulüne ve kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davalıya yersiz ödenen 36.062,96 TL’nin yasal faiziyle tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali ile takibin devamı ve %20"den az olmamak üzere inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili, davacının talebini kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince “Davanın kısmen kabulü ile 06/12/2014 tarihli bilirkişi raporu gereğince Gaziosmanpaşa 4. İcra Müdürlüğü"nün 2012/15695 Esas sayılı dosyasındaki takibe itirazın kısmen iptali ile takibin 7.010,58 TL asıl alacak 658,01 TL faiz olmak üzere devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Bölge adliye Mahkemesince “Davacı Kurum vekilinin istinaf isteminin reddine,
    Davalının istinaf isteminin kabulüne,
    Bakırköy 2. İş Mahkemesinin 14/03/2017 tarihli, 2013/606 Esas-2017/73 Karar sayılı kararının HMK"nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
    Davanın reddine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum vekili kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    17/03/2004 tarihinde boşanma davası açtıktan sonra, yargılama devam ederken, 06/09/2004 tarihinde vefat eden eşi üzerinden, 28/11/2004 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanan davalı hakkında, vefat eden eşin yakınlarının boşanma davasına devam etmesi ve Savaştepe asliye Hukuk Mahkemesinin (aile Mahkemesi sıfatıyla) 12/03/2008 tarih ve 2008/7 E., 2008/28 K. sayılı karar ile “ Davacının davasının kabulü ile boşanmaya ilişkin olaylarda davalı ... Yılmaz’ın daha kusurlu olduğunun tespitine” karar verildiği, verilen bu kararın ise 17/02/2009 tarihinde Yargıtay’ca onandığı ve kesinleştiği, kesinleşen bu karardan sonra davalının mirasçılık belgesinin iptali için aleyhine Savaştepe Asliye Hukuk Mahkemesi"nin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 28/07/2010 tarih ve 2010/4 E., 2010/88 K. sayılı ilamı ile “Osman Yılmaz’ın mirasçısı olmadığının tespitine” karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmeksizin 24/12/2010 tarihinde kesinleştiğinin tespit edilmesi üzerine, davacıya bağlanan ölüm aylığı, hak sahipliği sıfatının kaybedildiğinden bahisle 28/05/2012 tarihi itibarıyla kesilmiş ve 36.062,96 TL asıl alacak, 12.238,86 TL faiz olmak üzere yersiz aylık tahakkukun tahsili için G.O.P 4 İcra Müdürlüğü"nün 2012/15659 takip sayılı dosyası ile yapılan takibe itirazın iptali, takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı istemli eldeki bu dava açılmıştır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Miras Haklarını düzenleyen 181’inci maddesi “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
    Boşanma davası devam ederken, ölen davacının* mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının* kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” (*Maddedeki “davacı” ve “davalı” ibareleri Anayasa Mahkemesinin 21.01.2010 - 2010/14 K.ile iptal edilmiştir) hükmünü içermekte olup, madde içeriğinden de anlaşılacağı üzere, boşanma davasının devamı sırasında ölen tarafın mirasçılarından birinin davaya devam ederek, karşı tarafın evlilikte boşanmaya neden olan olaylarda kusurunu ispatlaması halinde, ilk fıkra hükmü gereği boşanan eş gibi miras hakkını kaybedeceği belirtilmektedir.
    Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasa"nın davacı Kurum işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 96. maddesinde, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
    a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır...” hükmünü içermektedir.
    5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasa"da yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasa"nın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır.
    Belirtilen nedenlerle; 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
    Nitekim inceleme konusu somut olayda da, açılan boşanma davasının yargılaması sırasında kocanın vefatıyla, TMK 181’inci madde hükmü gereğince davanın bir mirasçı tarafından takip edildiği ve mahkemece 12/03/2008 günlü kararla, davacının kusurlu olduğunun tespitine hükmedildiği ve anılan tespit hükmünün kesinleşmesiyle birlikte, davacının hak sahipliği sıfatının da, boşanma davası sonucu tesis edilip 17/02/2009 tarihinde kesinleşen ilamla sona erdiğinin kabulü gerekecektir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi