12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/32236 Karar No: 2018/4374 Karar Tarihi: 07.05.2018
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/32236 Esas 2018/4374 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Borçluya karşı takip başlatılan ve borçlu tarafından takibe itiraz edilen bir davada, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun kesin kanaat bildirmediği ve hüküm kurmaya elverişli olmadığına karar verilmiştir. Bu nedenle yeni bir uzman bilirkişi kurulu oluşturularak kararın tekrar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararın İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca bozulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin yanlış karar vermesi nedeniyle peşin alınan harcın istek halinde iadesi yapılabilecek ve ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabilecektir. Kanun maddeleri ise İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleridir.
12. Hukuk Dairesi 2016/32236 E. , 2018/4374 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından muteriz borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak çekin arkasındaki “ciro” imzasına itiraz ettiği,, mahkemece, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 02/12/2015 tarihli kesin kanaat içermeyen rapor hükme esas alınarak itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İtiraza konu imza üzerinde yapılan incelemeye ilişkin olarak, ... Laboratuvar Müdürlüğü’nün 13/05/2015 tarihli raporunda; "... imzanın genel şekli itibariyle kısmi benzerlik görülmüş, söz konusu ciranta imzasının, ... elinden çıktığı mümkün ve muhtemel olarak değerlendirilmiş ise de mukayeseye esas imzaların kendi aralarında istikrar taşımamaları nedeniyle daha ileri derecede bir kanaat beyanında bulunabilmesi mümkün olmamıştır....” şeklinde kanaate yer verildiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 02/12/2015 tarihli raporda ise; "...söz konusu çek arka yüzdeki 2. ciro imzası isim yazısıyla beraber değerlendirildiğinde, söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel ...’in eli ürünü olduğu"nun bildirildiği, hem borçlunun hem de alacaklının bilirkişi raporunu kabul etmediğini beyan ederek rapora itiraz ettikleri görülmüştür. Her iki raporda, imzanın borçlu ..."in eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği görülmektedir. Mahkemece, Adili Tıp Kurumu’ndan alınan rapor hükme esas alınmak suretiyle itirazın reddine karar verilmiş ise de, Adli Tıp Kurumundan alınan raporun bu hali ile kesin kanaat içermediği ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığı açık olduğu gibi, söz konusu raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından, kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapor esas alınarak sonuca gidilemez. Bununla birlikte, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"nin imza incelemesinde son mercii olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır (HGK."nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-282 sayılı kararı). O halde, mahkemece, grafoloji dalında uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir kuruldan kesin kanaat içeren rapor aldırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan rapor hükme esas alınıp yorumlanarak imzaya itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.