10. Hukuk Dairesi 2019/6927 E. , 2020/487 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Asıl ve birleşen davalar, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen davalar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2015 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 2.080,00 TL. olarak değiştirmiştir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir.
İnceleme konusu davada temyiz denetimine konu olarak birleşen İzmir 1. İş Mahkemesi 2009/144 E. sayılı dosyasında ve birleşen İzmir 10. İş Mahkemesinin 2009/162 E. sayılı dosyasında talep edilen ve hüküm altına alınan tutarlar yönünden mahkemece kesin olmak üzere karar verilmesine rağmen ve yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırını aşmadığından, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması olanaksızdır.
O hâlde, taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle reddi gerekmektedir.
2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E: 2003/10 - K: 2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekmektedir.
Asıl davada, ilk Peşin Sermaye Değerli Gelir yönünden fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla talep edilen toplam kurum zararı 20.000,00 TL’nin onay tarihinden itibaren, geçici iş göremezlik zararı yönünden ise 19.621,67 TL kurum zararının %30’u 5.886,50 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda işverenin %30 sigortalının ise %70 kusurlu olduğunu tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında incelemeye konu dava değerlendirildiğinde, mahkemece asıl dava yönünden tam kabul verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle taraf vekillerinin birleşen dosyalar yönünden temyiz dilekçesinin reddine,
Hükmün “(A) fıkrasının tamamen silinerek yerine, “ A) Asıl dava yönünden;
25.886,50 TL Kurum alacağının sarf ödeme ve onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Alınması gerekli 1.768,30 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına,
Davacı Kurum vekili için AAÜT"nin 13/1. maddesi gereğince 3.106,35 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasın, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.