18. Ceza Dairesi 2019/666 E. , 2019/7879 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/3-a, 125/4, 43/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 8.840,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/05/2017 tarihli ve 2016/343 esas, 2017/357 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, İzmir 14. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen karara karşı diğer sanık ... ... tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 12/07/2018 tarihli ve 2017/5029 esas, 2018/2000 karar sayılı ilâmı ile " ..... Olay tarihinde araç muayene istasyonu önünde bazı kişiler tarafından sahte egzoz pulu ve muayene işlemi yapıldığına yönelik ihbar üzerine olay mahalline giden sivil polis memuru katılanların, sanıkların hal ve hareketlerinden şüphelenip polis kimliklerini göstererek sanıklardan kimliklerini göstermelerini istedikleri, sanıkların ise görevli polis memuru katılanlara sivil olmaları nedeni ile kimlik göstermek istemedikleri, ısrarlara rağmen polis çağıracaklarını söyleyerek "Biz sizin polis olduğunuzu nereden bilelim, eşkiya mısınız, paralelci misiniz, ne ayaksınız" dedikleri iddia ve kabul edilen olayda, sanıklar tarafından söylenen sözlerin kişilerin onur, şeref ve haysiyetini rencide edici boyutta ve hakaret niteliğinde olmayıp kaba söz ve davranış olarak nitelenebileceği, bu haliyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, usul ve Yasaya aykırı olduğu..." gerekçesiyle sanık ... ... yönünden anılan Mahkeme kararının kaldırılmasına ve sanığın beraatine karar verilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin eleştiri sınırlarında kalıp, hakaret suçunu oluşturmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın 280. maddesinde; "(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303. maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet Savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
c) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
d) İlk derece mahkemesinin kararında 289. maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
e) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, karar verir.
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
(3) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşcasına verilen kararlardan yararlanırlar. " hükümlerine yer verilmiştir.
Maddenin uygulanabilmesi için
-Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
-Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
-Hükmün istinaf edilebilir nitelikte olması,
-Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü istinaf etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; sanıkların hakaret suçlarından aynı dosya kapsamında yapılan yargılamaları sonunda, mahkumiyetlerine dair hükümler kurulduğu, bu hükümleri sanıkların her ikisinin de istinaf ettiği, dosyanın diğer sanığı ... ... yönünden istinaf başvurusunun kabul edildiği ancak sanık ...’ın talebinin süre yönünden reddedildiği anlaşılmaktadır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi"nin, 12/07/2018 tarih, 2017/5029 esas ve 2018/2000 sayılı kararı ile diğer sanık ... ... hakkında suçun unsurlarının oluşmadığından dolayı hükmü sanığın beraatı yönünde düzelterek onama şeklindeki kararın, aynı suçu sanık ... ... ile birlikte işleyen sanık ..."ın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, istinaf talebinde bulunma hakkından yararlanmayan sanığın yasal şartları oluştuğundan 5271 sayılı CMK"nın 280/3. maddesi gereğince, istinaf kararının sirayet ettirilmesi mümkün olacaktır.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 29/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.