13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/24210 Karar No: 2017/3651 Karar Tarihi: 23.03.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/24210 Esas 2017/3651 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/24210 E. , 2017/3651 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 13/01/2013 tarihinde 8259 nolu 11.000-TL bedelli sözleşmeyle devremülk satın aldığını, 2.100-TL ödeme yaptığını, fakat geri kalan tutar ödenmeyerek ilgililere sözleşmeden cayma bildiriminde bulunduğunu, davalı şirkete 15/07/2015 tarihinde iadeli taahhütlü mektup ile kanuni cayma hakkını kullandığını belirterek sözleşmenin iptali ile, iptali talep edilen sözleşmeye istinaden davalı şirkete ödemiş olduğu 2.100-TL"nin ödeme gününden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Temyize konu davada, mahkemece gerekçeli kararda 2.100 TL."nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen, kıs kararda 2.100 TL."nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olması, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, kararın bozulmasını gerektirir. Mahkemece 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da benimsendiği gibi önceki karar ile bağlı kalınmadan, ancak çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.