Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu Ltd. Şti. hakkında ilamsız takip yapıldığı, örnek 7 ödeme emrinin 31.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda, takip borçlusunun kendileri olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazı üzerine verilen cevapta ödeme emrinde yazılı şekilde farklı şirketin olmadığı ve yine ödeme emri tebliğ edilen adresin şikayetçinin Ticaret Sicil adresi olduğu bildirilmiştir. Buna göre ödeme emrinde yazıldığı şekilde farklı bir şirket mevcut olmadığına göre icra takibinin şikayetçi hakkında yapıldığı tartışmasızdır. Bir an için şikayetçi ile hakkında takip yapılanın farklı kişiler olduğunun kabul edilmesi halinde ise şikayetçinin takipte taraf olmadığı için aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı düşünülmelidir.
Şu hale göre Ticaret Sicil kayıtları, ödeme emrinin tebliğ adresi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ödeme emrinde borçlu gösterilen ve hakkında takip yapılanın şikayetçi şirket olduğunun kabulü gerektiğinden şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.