Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2184
Karar No: 2018/1918
Karar Tarihi: 07.03.2018

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/2184 Esas 2018/1918 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, Vergi Usul Kanununa muhalefet suçu sebebiyle mahkum edilmiştir. Mahkeme, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebini CMUK'un 318. maddesi uyarınca reddetmiş ve duruşmasız olarak inceleme yapmıştır. Katılma talebinde bulunan şikayetçi kurumun talebi kabul edilerek katılma hakkı tanınmıştır. Ancak, sanığın hastalığı sebebiyle Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sahte fatura düzenleme suçunun maddi konusu, faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerekliliğine göre belirlenmesi gerektiği ifade edilmiş, her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura incelenmeden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Ayrıca, bazı hukuki gereklilikler gözetilmeden ceza indirimi yapıldığı ifade edilmiştir. Kararda, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 318. ve 237/2. maddeleri
- Vergi Usul Kanunu'nun 227. ve 230. maddeleri
- TCK'nın 32.,
11. Ceza Dairesi         2016/2184 E.  ,  2018/1918 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, yasal koşulları bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip, duruşmasız olarak inceleme yapılmıştır.
    Yüklenen suçlardan doğrudan zarar gören ve usulüne uygun olarak katılma talebinde bulunan, ancak katılma talebiyle ilgili herhangi bir karar verilmeyen şikayetçi kurumun katılma talebinin, CMK"nın 237/2. maddesi gereğince kabulü ile şikayetçi kurumun katılan, vekilinin de katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Sanık müdafiinin hüküm tarihinden sonra ibraz ettiği Dr. ... tarafından düzenlenen 16.06.2014 tarihli belgede “yapmadığı işleri yapmış gibi, yaptığı işleri de yapmamış gibi algılayan sanığa son 1 yıldan beri antidepresan tedavisi uygulandığının” belirtilmiş olması karşısında; sanığın hastalığının, suç tarihleri itibarıyla TCK’nın 32. maddesi anlamında işlediği fiillerin anlam ve sonuçlarını algılama veya fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen veya kısmen ortadan kaldırıp kaldırmadığı hususunda Adli Tıp Kurumun’dan rapor alınmasında ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Sahte fatura düzenleme suçunun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki “Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır.” şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin düzenlenen son fatura tarihi olduğu da nazara alınarak, her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslının veya onaylı suretinin temin edilip, dosya içerisine konularak incelenmesi, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3-Sahte fatura düzenleme suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı cihetle; her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu belirtilmeksizin ve zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
    4-Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçuna ilişkin somut bir zararın bulunmadığı ve hüküm tarihi itibarıyla, önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, 5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesi kapsamında kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, TCK’nın 62. maddesi gereğince cezasından indirim yapılıp, yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin olumlu kanaate varılması sebebiyle hapis cezası ertelenen sanık hakkında, “HAGB şeklinde sabıkası olduğundan” şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    5- Kabule göre de;
    a)Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karşın, TCK’nın 51/3-4-5-7-8 madde ve fıkraları uyarınca denetim süresinin, yükümlülük belirlenip belirlenmediğinin, hükümlüye rehberlik edecek uzman kişi görevlendirilip görevlendirilmediğinin, ertelemenin sonuçlarının karar yerinde gösterilmemesi,

    b)Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    c)Sanığın mahkumiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,
    d)Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun işlendiği tarih olan 28.02.2013 tarihinin, gerekçeli karar başlığında yazılmaması suretiyle CMK’nın 232/1-c maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi