11. Hukuk Dairesi 2016/7080 E. , 2018/406 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03/03/2016 tarih ve 2015/841-2016/247 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16.01.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilinin davalı şirket temsilcileri tarafından parasını istediği an geri alabileceği ve yüksek oranda kâr verileceği vaadiyle davalılara 50.050 DEM verdiğini, davalıların yasalara aykırı şekilde müvekkilinden para tahsil ettiklerini, müvekkilinin ortak olma iradesinin bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin ortak olmadığının tesbiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 53.849,37 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar pay defterindeki kayıtlar lehine olan kişi bakımından karine niteliği taşıması nedeniyle yapılan incelemede pay defteri ile hazirun cetvelinde yer alan kayıtların farklılık göstermediği, ortaklık durumunun ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle takip edildiği kanıtlanamamış ise de, davacının ... Holding bünyesindeki şirketler adına hareket eden ve bir dönem yöneticilik yapan dava dışı ... adlı kişiden 50.050 DM bedelle bu şirketin davalı ... adlı şirketteki bir kısım hisselerini satın aldığı ancak şirket muhasebe kayıtlarında davacının söz konusu şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 53.849,37 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ile davacılardan "Hisse Devir ve Kabul Sözleşmesi" başlıklı belge karşılığında para tahsil edilmesine ve davalı tarafça bu paralar karşılığında davacının ortak yapıldığı savunulmuşsa da, bu konumdaki kişilerin gerçekten ortak olup olmadığının ve davalıların bu anlamda bir haksız fiillerinin bulunup bulunmadığının anlaşılmasının ancak uzun süren hukuk ve ceza davalarında yapılacak incelemeler sonucunda mümkün olmasına ve zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinde de bu olguların göz önünde bulundurulması gerekmesine ayrıca, HUMK"nın 235 ve HMK"nın 187/2. maddesi uyarınca herkesçe bilinmesi nedeniyle çekişmesiz bulunan, davalıların faizin haram olduğu kavramından hareketle ... dışında toplanan paralarla Türkiye"de çok büyük yatırımlar yapılacağı, yatırımcılarına önemli ölçüde kâr payı verileceği, paraların istenildiği an geri ödeneceği, şirkete para yatırıldığını ispat etmeye yönelik hisse senetlerinin sonradan teslim edileceği yönünde taahhütlerde bulunulmasına, davacı tarafça da işbu davada bu nedenle davalı şirkete para verildiği iddiasında olunduğundan, davacının davalılar tarafından oyalandığının da kabulü gerekmesine, davalı tarafın bir yandan davacının davalı şirketin ortağı olduğunu bildirirken, diğer yandan yatırılan paranın istendiği an geri alınabileceğine inandırılıp, güven telkin edilen ve ... dışında yatırdığı parasını alamayacağının anlaşılması üzerine işbu davayı açtığı ileri sürülen davacıya karşı, paranın yatırılış tarihine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmasına, bu şekilde zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir tutum olmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, geçerli bir şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen fazlaya ilişkin istemlerin reddedildiğine dair yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Kabule göre de, davalı tarafça yargılama sırasında davacıların sahip olduğu hisselerin bir kısmını daha sonra devrederek, devrettiği hisse bedellerini de tahsil ettiği savunulup, yapılan devre ilişkin “Hisse Senedi Devir ve Kabul Sözleşmesi” sunulduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.