12. Hukuk Dairesi 2016/32518 E. , 2018/4321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vasisi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından 02.07.2009 tarihinde genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, şikayetçi borçlu vasisi, icra mahkemesine başvurusunda; takip borçlusunun kısıtlanması ve vasi tayin edilmesi istemi ile 2008 yılında ... Sulh Hukuk Mahkemesi"ne dava açtıklarını, yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın ... Sulh Hukuk Mahkemesi"ne gönderildiğini, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/225-387 sayılı ve 15.09.2009 tarihli kararı ile borçlunun kısıtlandığını ve kendisinin vasi olarak atandığını, kısıtlının taraf ehliyeti bulunmadığından takibin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek, takibin bütün ferileri ile kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Hukuk davalarında olduğu gibi, icra takibinin taraflarının da taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Dava ve takip ehliyeti, kişinin bizzat veya temsilcisi aracılığıyla bir davada ya da takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırdetme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai (kişiye sıkı surette bağlı haklarını kullanmada; TMK"nun 453, 462/7, 359, 455.maddelerindeki) hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında, ayırdetme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların dava ve takip ehliyetleri yoktur. Anılan kişilerin, istisnai haller dışındaki dava ve takiplerde kanuni temsilcileri tarafından temsil olunmaları zorunludur.
Takip ehliyeti, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebileceği gibi, icra mahkemesince de bu husus kendiliğinden (re"sen) gözetilmelidir.
Dosyanın incelenmesinde, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2008/1053 E. sayılı dosyası ile 11.08.2008 tarihinde vesayet davası açıldığı, yetkisizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/225-387 sayılı ve 15.09.2009 tarihli kararı ile; İsmet ..., ..."nun vasi olarak atanmasına karar veriliği, takip tarihinin ise 02.07.2009 olduğu görülmektedir.
Somut olayda, vasi, borçlunun fiil ehliyeti olmadığını, vesayet altına alındığını bildirerek takibin iptalini talep etmiş olup, borçlunun takip tarihi itibariyle kısıtlanmasını gerektirecek bir hastalığı var ise, borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından, takip talebinde borçlu ile birlikte vasinin de gösterilmesi ve ödeme emrinin, borçluya vesayeten vasiye tebliği zorunludur.
O halde, mahkemece, varsa tarafların delilleri ile birlikte borçluya ait raporların, tüm tedavi ve hasta takip evraklarının, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı veya tam teşekküllü bir devlet hastanesine gönderilerek, takip borçlusu ...u"nun, takip tarihi itibariyle medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetine sahip olup olmadığının raporla tesbiti ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vasisinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle ... 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.