Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/27486
Karar No: 2020/2787
Karar Tarihi: 11.03.2020

1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/27486 Esas 2020/2787 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2019/27486 E.  ,  2020/2787 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Mah. (Kapatılan)
    SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    A)Sanığın silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanığın temyiz talebinin silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan verilen beraat kararının gerekçesine yönelik olmadığı gibi, hükmü temyiz etmede hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddeleri uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, sanığın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
    B)Sanığın mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
    I)Katılan Tarık Can’a yönelik üste hakaret ve üstü tehdit suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Katılandan sanığa karşı ve haksız tahrik oluşturacak bir eylem ya da söz bulunmadığı halde, herhangi bir gerekçe de gösterilmeksizin sanığın suçu haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle TCK"nin 29. maddesi uyarınca sanığın cezasından indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesi uygulanmamış ise de, TCK’nin 53. maddesi ile düzenlenen hak yoksunluğu kazanılmış hak teşkil etmeyip güvenlik tedbiri niteliğinde bulunduğundan, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında TCK’nin 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yükletilen suçların sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
    II)Mukavemet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Olay günü sanığın elindeki bıçak ile tabur içtima alanına geldiği, bunun üzerine durumun mağdur nöbetçi amir P.Yzb.Gürsel Aygar ile katılan nöbetçi astsubay P.Bçvş.Bülent Dağ’a haber verildiği, askerî disiplinin aşırı derecede ihlal edilmesi üzerine bozulan disiplini tesis etmek ve daha müessif olayları önlemekle görevli üst ve amirlerin, yani nöbetçi amir ile nöbetçi astsubayın sanığa, bıçağını vermesi yönündeki emirlerine rağmen sanığın bıçağını vermediği, küfür ve hakaretlerine devam ederek bıçağını havaya doğru savurduğu ve olaya müdahale eden mağdur Gürsel Aygan, katılan Bülent Dağ ve olay yerinde bulunan diğer katılanlar Sinan Demir, Servet Koç, Ali Tozanlı, Mehmet Dal ve müşteki Okan Öz’ü öldürmekle tehdit ettiği, böylece sanığın disiplini tesis etmeye çalışan amirlerine zorla ve tehditle karşı koyarak, görevlerini yerine getirmelerine engel olduğu anlaşıldığından sanığın mukavemet suçunu işlediğinin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Ancak;
    Askerî Mahkemece; sanık hakkında mukavemet suçundan mahkûmiyet hükmü kurulurken asgari hadden ceza tayin edildiği belirtilmiştir. Sanık hakkında düzenlenen iddianamede bu suçtan sanığın, ASCK’nin 90/1’inci maddesi uyarınca cezalandırılması talep edilmiş, yargılama sonunda da talep doğrultusunda hüküm kurulmuştur. ASCK’nin 90/1’inci maddesi iki cümleden oluşmakta olup, ikinci cümlesinde “az vahim hâllerde” cezanın alt sınırının 3 aydan başlayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda, sanık hakkında hüküm kurulurken hem fail hem de fiil değerlendirilerek ağırlaştırıcı bir neden görülmediğinin belirtildiği dikkate alındığında; maddenin az vahim hâl fıkrasının uygulanmama gerekçesinin gösterilmemiş olması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,
    III)Zincirleme hakaret ve zincirleme silahla tehdit suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Somut uyuşmazlıkta, Askeri Mahkemece, sanığın katılanlar Bülent Dağ, Sinan Demir, Servet Koç, Ali Tozanlı, Mehmet Dal ile mağdurlar P.Yzb.Gürsel Aygan ve Okan Öz’e hitaben “hepinizin anasını sinkaf edeceğim” demek suretiyle zincirleme hakaret ve elindeki bıçağı gösterip havaya kaldırarak “hepinizi kesip öldüreceğim” demek suretiyle zincirleme silahla tehdit suçunu işlediği kabul edilerek ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
    (Kapatılan) Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun; 28.6.2012 tarihli ve 2012/97-91 E.K. sayılı kararında belirtildiği üzere; asker kişilerin işledikleri askeri suçlara benzer suçların Türk Ceza Kanununda da suç olarak yer aldığı ve hatta kimi zaman daha ağır bir cezayı gerektirdiği açık olsa bile, ASCK’nin TCK’ya göre “Özel kanun” olması nedeni ile, ASCK hükümlerinin öncelikle uygulanma zorunluluğunun bulunduğu, Askeri Ceza Hukuku mevzuatındaki düzenlemelerde tarafların astlık-üstlük durumları ile amir veya maiyet durumlarının ölçü olarak alındığı, dava konusu eylemlerin niteliğinin tayininde de sanığın ve mağdurun rütbe ve kıdemlerinin, ölçü olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, asker kişilerin işledikleri askeri suçların, benzeri suçlar Türk Ceza Kanununda yer alsa bile, öncelikle uygulanması, bunun Askeri Ceza Kanunu’nun “Özel kanun” olma niteliğinin doğal bir sonucu olduğu;
    Bu kapsamda, somut uyuşmazlıkta katılanlardan birinin başçavuş rütbesinde sanığın üstü, mağdurlardan birinin yüzbaşı rütbesinde, ikisinin onbaşı rütbesinde sanığın üstü, yine katılanlardan üçünün sanıkla aynı rütbede er konumunda olması ve de üstü tehdit ile üste hakaret suçunun TCK’da düzenlenen tehdit ve hakaret suçuna göre daha nitelikli ve özel bir suç olması ve öncelikli olarak uygulanması gereği dikkate alınmak suretiyle, sanığın katılan/mağdurların kişilik özellikleri gözetilmeden ve aralarında hiçbir ayrım yapılmadan topluca hepsine yönelik tek bir fiille işlediği hakaret ve tehdit eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme üstü tehdit ve zincirleme üste hakaret suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, üste hakaret ve üstü tehdit suçlarından cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde uygulama yeri olmayan 5237 sayılı TCK’nin 125, 125/4 ve 106/2-a maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, sanığın CMUK"nin 326/son maddesi gereğince cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi