6. Ceza Dairesi 2016/6432 E. , 2017/1136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, uyuşturucu ticareti yapmak, tehdit, hakaret, fuhuşa teşvik, fuhuşa teşvik suçuna yardım etmek, kişiler arasındaki konuşmaların kaydedilmesi, 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ......savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda;
Sanıklar ... ve ... ve savunmanlarının duruşma gününden usulen haberdar edildikleri halde duruşmaya gelmedikleri ve bir mazeret de bildirmedikleri anlaşılmakla, adı geçen sanıklar yönünden duruşmasız, sanık ... hakkında duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda; dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ... hakkında üzerine atılı suç sabit olmadığı için beraat kararı verilmiş olup, sanık savunmanının bu kararı temyiz etmesinde hukuki menfaat bulunmadığından temyiz isteminin REDDİNE,
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında uyuşturucu ticareti yapmak; sanıklar ... ve ... hakkında fuhuşa teşvik; sanıklar ... ve ... hakkında fuhuşa teşvik suçuna yardım etmek; sanıklar ..., ... ve ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarının kurulan hükümlerinin incelenmesinde, sübutu kabul, oluş ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliğini tayin ile takdirde bir isabetsizlik görülmemiş, savunma inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, diğer suçlarda ise vaki temyiz itirazları birlikte değerlendirildiğinde sanıklar ... ve ..."nin mağdur ..."nu yönelik yağma, sanıklar ... ve ..."ın mağdur ..."a yönelik tehdit, sanık ..."ın mağdur ..."ya yönelik kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve mağdur ..."ya yönelik hakaret suçunun elde edilen deliller ve diğer temyiz itirazları birlikte ele alındığında incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma ve onama nedeni dışında bir isabetsizlik bulunmadığından sanık ... hakkında mağdur ..."na yönelik yağma suçundan duruşmalı, diğer suç ve sanıklar yönünden duruşma talebi reddiyle duruşmasız yapılan incelemede;
A) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında uyuşturucu ticareti yapmak; sanıklar ... ve ... hakkında fuhuşa teşvik; sanıklar ... ve ... hakkında fuhuşa teşvik suçuna yardım etmek; ..., ... ve ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... savunmanlarının ve sanıklar ... ve ..."in temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
B- Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ..."na yönelik yağma suçundan; sanıklar ... ve Hikmet Çerçi hakkında mağdur ..."a yönelik tehdit suçundan; sanık ...
hakkında mağdur ..."ya yönelik kişilerin arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, mağdur ..."ya yönelik hakaret suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
1) Cumhuriyet Savcısı soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasına ya da kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin iki karardan birini verir.
Kovuşturmaya yer olmadığına kararları kesin hüküm niteliğinde değillerdir.
Kovuşturmama kararına karşı;
a) Suçtan zarar gören, kovuşturmasızlık kararının kendisine bildirilmesinden başlayarak 15 gün içinde bu karara itiraz eder ve itirazı inceleyen makam itiraz dilekçesinde kamu davasını haklı gösterecek olaylar ve deliller görür ise kamu davasının açılmasına karar verir. Cumhuriyet Savcısı bu halde kamu davası açar.
Hakimin Cumhuriyet Savcısının yerine geçerek dava açması dahi söz konusu olamaz. (Kovuşturmaya yer olmadığına dair Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz CMK"nın 173. maddesinde düzenlenmiştir.)
b) Cumhuriyet Savcısı, şüpheli ve/veya şüphelilere karşı yeni delillerin çıkması durumunda da yeniden değerlendirme yaparak daha önce kovuşturmasızlık verdiği konuda dava açabilir.(CMK. 172/2)
Ancak; kovuşturmama kararı sanık ve/veya sanıklar için bir baskı aracı da olamaz, o halde gelişi güzel bu karar kaldırılıp dava açılamaz.
Ayrıca sanık ve/veya sanıkların, haklarında her aşamada suçları oluşturan hangi eylemlerden usulüne uygun bir yargılama yapıldığını bilme hakkına sahip olduğu da önemsenmelidir.
CMK"nın 171. maddesinde Cumhuriyet Savcısının kamu davasını açıp açmayabileceği hususuna yer verilmiştir. Yani her durumda dava açma yetkisi Cumhuriyet Savcısında bulunmaktadır.
CMK"nın 174. maddesine göre, “soruşturma, kovuşturma ve hüküm, yalnız iddianamede beyan olunan suç ve zan altına alınan şahıslara yöneliktir. Hükmün konusu, duruşma sonucuna göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
İddianamede anlatılan olay hükmün konusudur. Dava konusu yapılmayan bir eylem nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Somut olayımıza gelince;
Mağdur ... Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde; 08.12.2007 günü, saat 21:30 sıralarında sanıklar ... ile ..."ın kendisini ve arkadaşı ..."ı darp ettiklerini, cebindeki 500,00.-TL parasını ve cep telefonunu sanık ... tarafından zorla alındığını beyan ettiği olayla ilgili Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.03.2008 gün ve 2007/1672 soruşturma ve 2008/231 nolu kararı ile sanıklar ... ve ... hakkında suç tarihi 08.12.2007 olan yağma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, bu kararın 01.04.2008 tarihinde mağdur ..."na tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmeyerek kesinleştiği, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın (CMK. 250 ile görevli) 05.08.2009 gün 2008/759 soruşturma, 2009/282 esas ve 2009/198 iddianame numarası ile aynı konu ile ilgili, sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nın 149/1-a,c; 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarının talep edildiği, iddianamede takipsizlik kararının CMK"nın 172-173. maddelerine göre ortadan kaldırıldığına ilişkin bir açıklamaya yer verilmediği gibi bu yönde hukuki bir sürecin başladığı da açıklanmamıştır.
Usulüne uygun olarak tanzim edilen iddianame ile açılan kamu davası, bir suç için yargılamanın başlayabilmesini sağlayan dava şartıdır. Şayet şahıslar hakkında kesinleşmiş takipsizlik kararı varsa, yeni delil ortaya çıkmadıkça ve/veya takipsizlik kararı kaldırılmadıkça aynı konu ile ilgili bir kamu davası açılamayacağından bu yönde şahısların baskı altında tutulmamaları gerekir.
Somut olayda yukarıda belirtilen daha önceden verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Yasa"nın 172/2. maddesi uyarınca yeni delillerin ortaya çıkması halinde ve/veya olağanüstü kanun yolu ile kaldırılmadıkça aynı konuda adı geçen sanıklar hakkında kamu davası açılmasının mümkün olmadığı dikkate alınmadan ve/veya bu usulü hataların giderilip giderilmediği ise duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmadan yargılamaya devamla sanıklar ... ve ... hakkında yağma suçundan yargılamaya devamla yazılı mahkümiyet hükmü kurulması,
2) Sanık ..."ın ikametinde yapılan aramada borçlusu mağdur ... olan 4.000,00.-TL"lik bir senedin ele geçmesi üzerine mağdur ..."ın alınan ifadesinde;... isimli şahıstan aldığı mal/para karşılığında 400,00.-TL"lik senet verdiğini, o tarihte Türk Lirasından sıfırların atılması nedeniyle senede sehven 4000,00.-TL yazılmış olduğunu, bu senedin daha sonra ..."ın eline geçtiğini, 400,00.-TL olan borcunu ise ödediğini, ancak sanık ... ve ... 4000,00.-TL lik senet bedelini kendisinden istediklerini, onlara senetden doğan borcunu ödediğini söylemesi üzerine sanıklar ... ve ..."nin "biz almasını biliriz" dediklerini, sanık ......
cezaevinden çıktıktan sonra tehditlerini sürdürdüğünü belirttiği, sanık ......
... ise savunmasında "...Kendisini ödeme konusunda tehdit etmiş değilim. Herhangi bir yere de vermiş değilim. Kendisi memurdur. Alsaydım icra yolu ile alırdım" belirtmesi üzerine, sanıklar tarafından söylenen hangi söz veya söylemlerin tehdit olarak kabul edildiği mağdura açıklatılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması;
3) Müşteki ..."nın belediyeden kiralayarak işlettiği marketi batırması üzerine ... ... isimli kişilere sattığı, ... ise ...sında müşteki ... ile sanık ... arasında parasal sorunlar yaşanması üzerine aralarında husumet oluştuğu, sanık ..."ın ise müşteki ..."nın ile noterde aralarında kira sözleşmesi yapılmasını istediği, sanık ..."ın müşteki ... ile aralarında çıkabilecek bir ihtilafta lehine delil elde etmek amacıyla devir sırasında noterde bulunan arkadaşı ..."nın üzerine kamera yerleştirmek suretiyle ... ile ... ve ..."ın oğlu...arasında geçen konuşmaları kaydedilmesini sağladığı, ancak mağdur ..."nın 23.02.2009 tarihinde kollukta alınan ifadesine göre daha önceden sesinin ve görüntüsünün alınacağını ve ona göre davrandığını beyan ettiği ve dosya kapamına göre yapılan kaydın sanık tarafından müştekiye yönelik bir eylemde kullanılmadığının anlaşılması karşısında, sanık ..."ın müşteki ... ile aralarında gelecekte cereyan edebilecek hukuki ihtilaflar için bir ölçüde kendisini güvenceye alabilmek adına gerçekleştirdiği eylemlerinin TCK"nun 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki görüşmelerin dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurları oluşturmadığı düşünülmemesi,
Kabule göre de;
Kişilerin arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254.maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kaldığı gözetilip, taraflara usulünce uzlaşma önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
4) Kamu görevlerinin kanun ve diğer mevzuatlardan kaynaklanan görevlerinin gerçekleştirmesi nedeniyle, görevliye hakaret teşkil eden eylemler arasında nedensellik bağının bulunması halinde resen soruşturulması gereken TCK"nun 125/3-a maddesinde düzenlenenen hakaret suçunun oluşacağı, görevi nedeniyle değil görevi sırasında işlenen hakaret suçununun ise TCK"nun 131. maddesine göre takibi şikayete bağlı olduğu muhakkaktır.
Somut olaya gelince; sanık ..."ın Belediye meclisinde görüşülen ilçede açılacak olan yeni taksi durağı ile ilgili olarak aynı belediyede hesap işleri müdürü olarak görev yapan sanığın bir şekilde tanıdığı mağdur ..."dan bilgi ve belge isteği, mağdur ..."nın sanığa konunun kendisi ile ilgili olmadığını, bilgi ve belge veremeyeceğini belirttiği, ardından sanık ... telefonla mağduru arayıp "asıl ayıbı sen ediyon, ben senin yanına insan diye geldim lan şerefsiz adam, insan diye geldim..." "kaç para yedin" "şerefsiz adam" dediği, mağdurun ise aşamalarda alınan beyanlarına göre sanıktan şikayetçi olmadığını belirttiği, sanığın hakaret teşkil eden sözlerini ise mağdurun görevi ile değil, görevi sırasında söylediği, hal böyle olunca eyleminin TCK"nun 125/2. maddesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı hakaret suçunu oluşturduğu düşünülmemesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz dilekçelerinde ve sanık ... savunmanının temyiz dilekçesinde ve duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu kısmının BOZULMASINA, 03.05.2017 günü oybirliğiyle alınan karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı...in katıldığı oturumda, sanık ve savunmanının yokluğunda açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.