Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4998
Karar No: 2020/467
Karar Tarihi: 22.01.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/4998 Esas 2020/467 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/4998 E.  ,  2020/467 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, 01.01.1992 tarihinden 29.03.2011 tarihine kadar zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkemece; 20.09.2004 tarihli prim tevkifatı nedeniyle prim tevkifatını takip eden aybaşı olan 01.10.2004 tarihinden itibaren davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, bu sigortalılığın kuruma tescil edildiği 29.03.2011 tarihine kadar devam ettiğinin tespitine, 01.10.2004 tarihinden önceki tarım Bağ-Kur sigortalılık talebi yönünden davanın reddine dair verilen kararın temyizi neticesinde önceki bozma ilamında "...eldeki davada, davacının 20.09.2004 ve 04.07.2008 tarihlerinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce yapıldığı anlaşılan tevkifatların kurum hesabına intikal edip etmediğinin araştırılması gerekmektedir. Bu tarihlerde yapılan tevkifatların kurum hesabına intikal ettiğinin anlaşılması halinde ilk tevkifat tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.2004 tarihinden 31.12.2004 tarihine, ayrıca 01.08.2008 tarihinden 31.12.2008 tarihine kadar davacının sigortalılığının kabul edilmesi gerekmektedir. Tevkifat bulunmayan 2005 - 2007 ve 2009 - 2011 yıllarına ilişkin olarak, davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak sigortalılık süresi belirlenmesi ve yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuş olup bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereği mahkemece tam olarak yerine getirilmemiştir.

    02.08.2003 günü yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 56. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 2926 sayılı Kanunun 36. maddesi ve 4956 sayılı Kanunun 27. maddesi ile değişikliğe uğrayan 1479 sayılı Kanunun 53. maddesi hükümlerinde kanun koyucu, Kurumun prim alacaklarının Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilebilmesine imkan tanımıştır. Buna göre, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla ilgili sigorta primlerinin, ilgiliye ödenmesi gereken ürün bedellerinden kesilerek o kişi adına Kurum hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilmesi durumunda, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi belirtilen şekildeki prim ödeme olgusunun, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan kişinin kayıt ve tescil konusundaki iradesini ortaya koyduğunun kanıtı olarak kabulü gerekmektedir. Tarımsal faaliyet olgusunun kanıtlanmış olması, tescilli sigortalılar yönünden tescil tarihinden, tescili bulunmayanlar yönünden ise ilk prim ödemesinin veya tevkifatın gerçekleştirildiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olumlu sonuç doğurmaktadır. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan Kanunlarda 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesinde açıklanan hizmet tespiti davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının öngörülmesi karşısında, tescil veya iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı öncesine ait dönem yönünden tarımsal faaliyet ve buna dayalı Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti söz konusu olamayacaktır. Ayrıca belirtilmelidir ki, tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ–Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2010 gün ve 2010/10-380 Esas - 2010/420 Karar numaralı ilamında da açıklandığı üzere, kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyete dayalı olarak yetiştirilen ürünlerin teslimi sırasında ürün bedelleri üzerinden tevkifat (prim kesintisi) yapılması durumunda zorunlu sigortalılık hak ve yükümlülüğünün tevkifat tarihini izleyen aybaşından itibaren başlatılarak ait olduğu yılın sonuna kadar ve devam eden yıllarda tevkifatlar var ise devam eden en son yılın sonuna kadar davacının sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmekte olup, kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce tevkifat gerçekleştirilmiş ise prim tutarının Kuruma aktarılması koşulu aranmaktadır.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, 20.09.2004 ve 04.07.2008 tarihlerinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce yapıldığı anlaşılan tevkifatların kurum hesabına intikal edip etmediğine yönelik araştırma neticesinde davalı kurum 01.04.2019 tarihli yazıyla tevkifat kesintisine rastlanılmadığını bildirmiş olup, mahkemece tevkifatın kuruma intikal etmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de; davacı adına özel firmalar (Ali-Murat Günaydın Ortaklığı ile PAGYSA A.Ş.) tarafından prim kesintisi yapıldığı, ne var ki, davacının ürettiği ürününü, dava dışı özel firmalara tesliminden dolayı davacı adına tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin, Kurum hesabına intikal edip etmediği hususunun yerel mahkemece yeterince araştırılmadığı, dava dilekçesi ekinde yer alan 20.08.2008 işlem tarihli Ziraat Bankası dekontunda "Ali Murat Günaydın çiftçi tevkifat" açıklamasıyla Bağ-Kur Genel Müdürlüğü hesabına 20,60 TL tutarında havale yapıldığı, söz konusu dekontun 04.07.2008 tarihli tevkifata ait olabileceği anlaşılmaktadır. Diğer yandan yine dava dilekçesine ekli 20.09.2004 tarihli prim tevkifatının da kurum hesabına intikalinin sağlanıp sağlanmadığının araştırılması da gerekmektedir. Bu bakımdan Mahkemece, dava dilekçesine ekli banka dekontu eklenmek suretiyle davalı kurum, ilgili firmalar ve bankadan tevkifatın kurum hesabına intikal edip etmediğinin usulünce araştırılması gerekmektedir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak, elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi