11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/863 Karar No: 2018/1910 Karar Tarihi: 05.03.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/863 Esas 2018/1910 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2006 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan dolayı mahkum edilmiştir. Ancak, kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz edilmiştir. Suçun maddi konusunun fatura olması karşısında, faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiği vurgulanmıştır. Faturaların asılları ve onaylı suretleri araştırılması ve yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, suça konu faturaları kullanan mükelleflerin kimler olduğu ve bu şirket veya kişiler haklarında vergi incelemesi yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrası, 230. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2018/863 E. , 2018/1910 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-... ... İnşaat Metal Orman Ürünleri Tic. Ltd. Şirketinin ortağı olan sanık ... hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, .... ve ... ... isimli kişilerin yönlendirmesi ile şirketin kuruluşu sırasında gerekli belgeleri imzaladığını ama şirketle hiç bir ilgisinin bulunmadığını savunması, sahte düzenlendiği iddia olunan 2006 takvim yılına ait faturaların aslı veya onaylı örnekleri dosya içinde bulunmadığı gibi fatura bilgilerinin de yer almaması, sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki "Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun’un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır" şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, faturaların asılları ve onaylı suretleri araştırılıp getirtilerek yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, .... analizine göre sanığın ortağı olduğu şirketten mal alındığına dair Ba formu ile bildirimde bulunan yani suça konu faturaları kullanan mükelleflerin kimler olduğu ve bu şirket veya kişiler haklarında vergi incelemesi yapılıp yapılmadığı, bu faturalardan dolayı soruşturma veya kamu davaları açılıp açılmadığı sorulup, varsa celbiyle incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin bu dosyaya aktarılması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve bunlarla ilgili belgeleri olup olmadığı, sanığı tanıyıp tanımadıkları araştırılıp, yine faturalardaki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı, 2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarıca istem gibi BOZULMASINA, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.