14. Hukuk Dairesi 2021/79 E. , 2021/2442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/06/2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17/09/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili; öncesinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu halde, ... Büyükşehir Belediyesi adına ihdas suretiyle tescil edilerek adı geçen Belediyece yapılan imar uygulaması sonucunda da tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edildiğini, bilahare anılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmiş olup, böylece imar parsellerinin sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüklerini ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil ile kayıtların eski hale iadesini talep etmiştir.
Davalı belediyeler vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair hükmün davacı vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin, 05.03.2015 tarihli, 2014/10085 Esas, 2015/2460 Karar sayılı ilamı ile; çekişme konusu kısmın ihdas öncesi niteliği irdelenip değerlendirilmediği ve 775 sayılı Yasa"nın 3/2. maddesi gereği belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen ikinci kararın davalı- alacaklının davalı ... vekili ve ... vekili temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.01.2019 tarih 2018/3044 Esas, 2019/96 Karar sayılı ilamı ile ‘’... çekişmeli alanın dere vasfında olan kısmının kadastro harici bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinden mahkemece, kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli alanın ne kadarlık kısmının derede kaldığı teknik bilirkişi tarafından krokide gösterilmek suretiyle belirtildikten sonra bu kısmın kadastro harici bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, 3194 sayılı kanunun 18. maddesinde 20.02.2020 tarihinde yapılan yasa değişikliği uyarınca davanın reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, davalı ... lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, diğer davalı vekilleri lehine de maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde davalı ... Belediyesi tarafından ihdas edilerek davalı ... ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş ve kadastral parselin üzerinde imar parseli oluşturulmuştur. Ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Bir başka ifade ile dava, davalı ... ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup davacının dava açma tarihinde kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de 6100 sayılı HMK"nın 331. maddesi gereği davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı durumda olduğu göz önüne alınarak yapmış olduğu yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar ... Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olduğundan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının, dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 1.874,00TL yargılama giderlerlerinin davalılar ... Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılmasına, hükmün HMK"nın 370/2. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 05.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.