Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6982
Karar No: 2018/1286

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/6982 Esas 2018/1286 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/6982 E.  ,  2018/1286 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 15.05.2006 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, ... kasabasında bulunan taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı şartların davacı lehine gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescilini istemiş, Hazine de cevap dilekçesinde taşınmazların Hazine adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 12.04.2012 tarihli krokide (B) harfiyle gösterilen 107,64 m2 taşınmazın zeytinlik niteliği ile davacı adına; (A) harfiyle gösterilen işaretli 267,69 m2 taşınmazın Hazine adına tesciline; (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümleri başka parseller içinde kaldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/09/2014 tarih ve 5920-7298 sayılı ilamı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında “1) Çekişmeli taşınmazın (C) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlerinin komşu parseller içinde kaldığı, tespit harici bölümde kalmadığı, bu nedenle tescil davasına konu olamayacağı belirlenerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, bu bölümlere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün onanması gerekmiştir.
    2) Davacının (A) harfiyle gösterilen, Hazine ve Orman Yönetiminin (B) harfiyle gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece bu bölümler hakkında yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
    Uzman orman bilirkişiler tarafından taşınmazların kesinleşen orman sınırı dışında, 1959 tarihli memleket haritasında orman sayılmayan, zeytinlik rumuzlu yeşil renkli bölümde yer aldığı, (A) harfli bölümünde tek katlı bina ve bahçe bulunduğu, eğimin % 5-10 olduğu, (B) harfli bölümünde ise eğimin % 70-80 olduğu, 30 adet 10-15 yaşında zeytin ve 8 adet incir bulunduğu açıklanmış, mahkemece (A) harfli bölümünde sadece ev yaparak kullanmanın zilyedlik sayılamayacağı, (B) harfli bölümünde ise, zilyedlik koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle karar verilmiş, Hazine adına tesciline karar verilen (A) harfli bölümünün niteliği de hükümde belirtilmemiştir. (A) ve (B) harfleriyle gösterilen bölümler birbirine bitişik durumda olup, uzman bilirkişi raporuna ekli 1959 tarihli memleket haritasında taşınmazların bulunduğu yerde zeytin işareti görünmemekte, bu işaretin çevrede yer aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, taşınmazdaki zeytinlerin dikme mi, aşılama mı olduğu açıklanmadığı gibi, zeytin yaşı itibarıyla 1959 tarihli haritadaki yeşil rengin zeytin bitkisini mi yoksa orman bitki örtüsünü mü temsil ettiği konusunda tereddüt oluşmuş, yeni tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları da incelenmemiştir. Bunun yanısıra çekişmeli taşınmazlara komşu olan ve hükmen Hazine adına tescil edilmiş bulunan doğudaki 2643 sayılı parselin 1997/365 sayılı mahkeme kararında ve batıdaki 2621 sayılı parselin 1995/901 sayılı mahkeme kararında davacı ya da bayiinin adı sınır olarak gösterilmemekte, 2643 sayılı parselin sınırı ve yine kuzeyde 875 sayılı parsele ait Nisan 1974 tarih ve 37 numaralı tapu kaydının güneyi... olarak görünmektedir.
    3402 sayılı Kadastro Kanunun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile davanın açıldığı tarihten 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen steroskopik çift hava fotoğraflarının steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 20 yıl önce çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, dava konusu taşınmaz ve çevresine uygulanıp taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, üzerindeki zeytin ağaçlarının dikme mi, aşılama mı olduğu, dikme ise öncesinde tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı araştırılmalı, öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, komşu kayıtlarda bu yönü okuyan İbrahim Taş ile davacı arasında akdî ya da ırsî bağ olup olmadığı taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorularak saptanmalı, keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosya içine konulmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları getirtilmeli, (A) ve (B) harfli bölümlerinin birbirine bitişik kullanıldığı, bu nedenle eğer taşınmazda kazanma koşulları oluşmuşsa sadece ev olduğu için (A) harfli bölümünün ayrılamayacağı düşünülmeli, ancak krokide görüldüğü gibi bitişik değil ise ve arada ayırıcı bir unsur varsa bu durum açıklanmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir.”denilerek bozulmuştur
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan ve 31/08/2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfleriyle gösterilen 267,69 m2 ve (B) harfiyle gösterilen 107,64 m2 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) ve (D) harfli taşınmazlara ilişkin daha önce verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Yörede, 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması ile 1987 ve 2009 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları vardır.
    Arazi kadastrosu 1977 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman olarak tespit harici bırakılmıştır.
    Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak çekişmeli taşınmazların yörede 1948 ve 2009 yıllarında yapılan orman kadastro sınırları dışında kaldığı, üzerlerindeki zeytin ağaçlarının dikme yolu ile yetiştiği, orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalılar Orman Yönetimi ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına ayrı ayrı yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/02/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi