1. Hukuk Dairesi 2016/9558 E. , 2019/3454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.
Davacı, davalılar ile ortak mirasbırakan anneleri ...’ın .. ve ... parsel sayılı taşınmazlardaki 7/28’er paylarının tamamının davalı ...; ..., ..., ..., ... ile ... parsel sayılı taşınmazlardaki 7/28’er paylarının tamamının ise diğer davalı ... tarafından temellük edildiğini, satışların mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tasarrufun saklı payına isabet eden kısmının iptalini istemiş, 16.09.2010 tarihli dilekçesi ile taşınmazların davalılara satışında miras payına isabet eden 1/7 payın iptaline karar verilmesini istemiş, 16.06.2014 tarihli dilekçesi ile çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 22 numaralı bağımsız bölümün mirasbırakanın 7/28 payına karşılık davalı ...’e verildiğini belirtip söz konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptalini istemiştir.
Davalılar, taşınmazların satış bedelini mirasbırakana ödediklerini, mirasbırakanın yıllarca davacıya maddi yardımda bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ... parsel sayılı taşınmazın davacı, ... parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, ... ile ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ..., ... ile ... parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise temliklerin muvazaalı olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle iptal-tescile karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, mülkiyet hakkına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz. Ne var ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur.
Öte yandan, HMK"nın 26. Maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde ve aşamalarda tescil talebinde bulunmadığı, sadece tapu kaydının iptalini istediği, mahkemece talep aşılarak tapu kayıtlarının iptaliyle tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle davacıya tescil davası açması için önel verilmesi açtığı taktirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Taraf vekillerinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.