Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/33999 Esas 2018/23676 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/33999
Karar No: 2018/23676
Karar Tarihi: 19.12.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/33999 Esas 2018/23676 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Taraflar arasında görülen iş davasında verilen kararın temyizen incelenmesi istenilmiştir. Mahkeme kararının gerekçesi somut vakıaları açıklamamış ve hüküm altına alınan alacakların hangisinin hangi sebeple kabul edildiği belirtilmemiştir. Bu nedenle Anayasa ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu anlamında gerekçe oluşturulmadan karar verilmiştir. Mahkeme kararı gerekçesiz olduğu için temyiz talebi kabul edilmiştir ve karar bozulmuştur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, hakimler adil yargılanma hakkına uygun olarak hüküm verirler ve kararları gerekçeli olarak yazılır. Hukuki dinlenilme hakkı, taraflar, müdahiller ve ilgililerin kendi hakları ile bağlantılı olarak sahip oldukları bir hak olup, bu hak kapsamında açıklama ve ispat hakkı, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi gibi unsurlar yer alır. HMK'nın 297. maddesi ise verilecek hükümlerde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıaların belirtilmesi ve kararın somut ve açık bir şekilde gerekçelendirilmesi gerektiğini vurgular.
9. Hukuk Dairesi         2016/33999 E.  ,  2018/23676 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
    Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının) ihlâlidir.
    HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
    Somut uyuşmazlıkta, mahkeme hakiminin HSYK. kararı ile görevden uzaklaştırıldığı ve gerekçeli kararın Adalet Komisyonu Başkanlığı tarafından görevlendirilen başka bir hakim tarafından yazıldığı,
    Gerekçeli kararın aynen;
    “Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; Davacı işçinin davalı taraf nezdinde işçi statüsü ile çalıştığı, davacının işten ayrıldıktan sonra çalışmış olduğu dönemlerle ilgili olarak, İş Kanunu esaslarına göre, hukuken hak etmesine rağmen, ödenmeyen bir kısım tazminat ve ücret alacakları olan, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, bayram ve genel tatil ücreti, alacağı talebi ile dava açtığı, yargılama sırasında tanıkların dinlendiği, davacının işyeri dosyası ile ... dosyasının getirtildiği, dava konusu alacaklarla ilgili olarak bilirkişiden rapor aldırıldığı anlaşılmakla,
    Yargılama sırasında toplanan deliller, davacının işyeri dosyası ile ... dosyası içeriği, tanıkların beyanları ve özellikle, taraflar arasındaki iş sözleşmesi içeriğine ve İş Hukuku mevzuatına uygun, tarafların iddialarını karşılayacak şekilde gerekçelendirilmiş ve Mahkememizce itibar edilen hesap bilirkişisinin 01/06/2016 tarihli raporundaki hesaplamalar doğrultusunda, İş Kanunu esaslarına ve taraflar arasındaki iş sözleşmesinin feshinin içeriğine göre, davacının hukuken hak ettiği, işçilik alacaklarından kaynaklanan talepleri açısından, sübut bulan davasının kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde oluşturulduğu anlaşılmıştır.
    Mahkemenin gerekçesinde maddi vakıalar açıklanmamış, deliller tartışılmamış, taleplerin red gerekçeleri açıklanmadığı gibi hüküm altına alınan alacakların hangisinin hangi sebeple kabul edildiği belirtilmemiş, soyut bir gerekçe yazılmıştır.
    Mahkemece Anayasa’nın ve HMK.nın anladığı anlamda gerekçe oluşturulmadan karar verilmiştir. Mahkeme kararı gerekçesiz olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.