19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/35319 Karar No: 2020/2773 Karar Tarihi: 11.03.2020
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/35319 Esas 2020/2773 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi'nin vermiş olduğu 2019/35319 E. ve 2020/2773 K. sayılı karara göre, sanık fikri mülkiyet haklarına karşı 5846 sayılı kanuna aykırılık suçu işlemiştir. Sanığın eylemleri, farklı tarihlerde gerçekleşmiş ve zincirleme suç oluşturmuştur. Mahkeme, sanığın tüm eylemleri tek suç olarak kabul etmiştir. Sanık, daha önce kesinleşmiş bir ceza aldığı için mahsup işlemi yapılmıştır. Ancak hesap hatası sonucu 1 yıl 5 gün hapis ve 3.040 TL para cezası yerine 1 yıl 4 gün hapis ve 3.040 TL para cezası ile cezalandırılmıştır. Sanık müdafii, temyiz süresinin bir hafta olduğunu düşündüğünden başvuruyu geç yapmıştır. Ancak mahkeme, temyiz süresinin 15 gün olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle sanık müdafiinin yanıltıldığı ve hükmü süresinde temyiz ettiği kabul edilerek, hüküm fıkrasında yer alan adli para cezaları ile ilgili ifadeler değiştirilmiştir. 5846 sayılı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca sanığın tüm eylemleri tek suç olarak kabul edilmiştir. CMUK'nin 326/son maddesi uyarınca, kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil etmediği göz önünde bulundurularak infaz süreci bel
19. Ceza Dairesi 2019/35319 E. , 2020/2773 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, her ne kadar sanık müdafii, tefhim edilen hükmü, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz etmiş ise de, Mahkeme tarafından temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilerek, sanık müdafiinin yanıltıldığı, bu nedenle sanık müdafiinin bu yanıltmadan yararlanarak hükmü süresinde temyiz ettiği kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Sanığın 26.01.2012 ve 29.11.2011 tarihli eylemlerin kendi arasında zincirleme suç; iddianame ile hukuki kesinti oluştuktan sonra işlenen 17.03.2012 ve 01.05.2012 tarihli eylemlerinin ayrı bir suç, 04.06.2012, 02.08.2012 ve 18.12.2012 tarihli eylemlerinin ise zincirleme ayrı bir suç oluşturduğu gözetilerek sanığın ayrı ayrı cezalandırılması yerine tüm eylemler tek suç olarak kabul edilip TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca uygulama yapılması; sanığın 05.03.2013 tarihli eylemi nedeniyle kesinleşen önceki cezasının zincirleme suç hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmeden mahsup işlemi yapılmak suretiyle sanığın hesap hatası sonucu 1 yıl 5 gün hapis ve 3.040 TL adli para cezası yerine 1 yıl 4 gün hapis ve 3.040 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve CMUK’nin 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil etmediği de gözetilmeden infazın ayrı ayrı beş kez 6000 TL ve 80 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına karar verilmesi hususları, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Sanığın kazanılmış hakkı gözetilerek infazın ayrı ayrı beş kez 6000 TL ve 80 TL adli para cezası üzerinden yapılması ve adli para cezasının ödenmemesi halinde de infaz edilecek sonuç cezanın 1 yıl 4 gün hapis cezasını geçemeyeceğinin belirtilmesi gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “adli para cezalarının ödenmemesi halinde, sonuç ceza olan 1 yıl 4 gün hapis ve 3.040 TL adli para cezasının infaz edilmesine” ibaresinin çıkartılarak yerine “adli para cezalarının ödenmemesi halinde infaz edilecek sonuç cezanın 1 yıl 4 gün hapis cezasını geçemeyeceğine" ibaresinin eklenmesi suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.