4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14205 Karar No: 2017/5846 Karar Tarihi: 16.10.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/14205 Esas 2017/5846 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/14205 E. , 2017/5846 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 18/07/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı idare vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davacının, davalı ... Müdürlüğüne yönelik temyizi yönünden; Dava, davalılar tarafından sahte suç zaptı tanzim edilmesi iddiasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıların, 18/04/2010 tarihinde kendisi hakkında devlet ormanından 21 adet ağaç kestiği iddiasıyla suç zaptı düzenlendiğini, atılı suç nedeniyle ... Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama ile beraatine karar verildiğini, düzenlenen tutanağın, asılsız olduğunu, imzası bulunan memurların hepsinin de tutanak düzenlenirken olay yerinde olmadığını iddia ederek, haksız yargılamaya maruz kalması sonucu uğranılan zararının davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalılar, iddiaların asılsız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların kamu görevlisi olduğu ve tutanağın düzenlendiği dönemde suç şüphesinin bulunduğu, davacının zarar görmesi kastı ile hareket edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davaya konu zarar, kamu hizmeti niteliğindeki idarî faaliyetlerin yürütülmesi sırasında meydana gelmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi uyarınca, talep, bir tam yargı davası niteliğindedir ve bu davalara bakma görevi idarî yargı yerine aittir. 6100 sayılı HMK 114 maddesinde de yargı yolu dava şartları arasında sayılmış olup dava şartlarının mevcudiyeti mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilecektir. Bu durumda; mahkemece davalı ... yönünden açılan davada, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesi gerekirken esastan incelenmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Davacının diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Dosya kapsamından, davalı ... muhafaza memurlarının davaya konu eylemi görev sırasında gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalılar yasalar kapsamında idarece kendilerine verilen bir hizmeti yürütürken söz konusu eylem ve işlemleri gerçekleştirdiğinden; açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.