10. Hukuk Dairesi 2019/6438 E. , 2020/445 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davacı Kurum avukatı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, sigortalılarından ...’ın 03.05.2011 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu iş göremez duruma geldiği belirterek, asıl davada sigortalıya bağlanan gelirler ve ödenen geçici iş göremezlik masraflarının rücuan tahsilini talep edilmiş olup, birleşen dava ise geçici iş göremezlik ödeneği yönünden başlatılan icra takibine itirazın iptali istemlidir. Davanın yasal dayanağı ,olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21. maddesidir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 12. maddesi hükmüne göre alt işveren, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverinin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir. İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Alt işveren sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Mahkemece, açıklanan hususlar çerçevesinde öncelikle davalılar arasında asıl – alt işverenlik ilişkisi varsa sözleşmeler de celp edilip, irdelenmeli ; bu irdeleme yapılırken; davalı ...’in yaptığı inşaatın, kendisine mi ait olduğu ,yoksa bir işverenden mi aldığı araştırılıp; böyle bir ilişkinin varlığı halinde ise iş alınan işveren ile davalılar arasındaki ilişki de tespit edilerek; bu kapsamda kusur ve aidiyet oranlarını da belirten bilirkişi raporu alınmalıdır.
...yönünden, yukarıda işaret edilen belirlemelerin yapılması sonrası, kusura tekabül eden sorumluluk miktarı yönünden, işbu kararda kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak ise gözetilmelidir.
Kabule göre ise; asıl dava dosyası hükmünde 5000 TL geçici iş göremezlik ödeneği hakkında talep olmasına karşın; Mahkemece karar verilmemiş olması ve de asıl davada kurum lehine vekalet ücretinin hatalı belirlenmesi isabetsizdir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davacı Kurum avukatı ve davalılardan ..."ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 22.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.