20. Hukuk Dairesi 2017/7663 E. , 2018/1277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Karaağaç köyü 160 ada 3 parsel sayılı 170,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 390 tahrir numaralı vergi kaydı uygulanmak suretiyle iki katlı kargir bina; 162 ada 1 parsel sayılı 3677,10 m² yüzölçümündeki taşınmaz 1938 tarih 390 numaralı vergi kaydı uygulanmak suretiyle kargir iki katlı 4 adet bina ve tarlası; 161 ada 10 parsel sayılı 18486,14 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1938 tarih 390 numaralı vergi kaydı uygulanmak suretiyle kargir iki katlı 2 adet bina ve tarlası; 167 ada 3 parsel sayılı 2198,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle ... adına 14/10/2008 tarihinde tespit edilmiş ise de 20.08.2009 tarihli komisyon kararı ile çekişmeli taşınmazların Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/407 E. sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek malik hanesi çizilerek taşınmazlar davalı hale getirilmiş ve tutanak asılları kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesinde davacı ... tarafından TMK’nın 713. maddesi hükümlerine göre açılan tescil davasında ise mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 29/12/2005 ve gün 10688 E. - 16573 K. sayılı kararı ile özetle; “En eski tarihli memleket haritaları, hava fotoğrafları ve amenajman planlarının getirtilmesi ve çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, öncesi orman sayılan yerlerden ise orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmesi, öncesi orman sayılan yerlerden değilse bu kez zilyetlik araştırması yapılması” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozma kararına uyularak Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/407 Esas sayılı dosyasında yargılama devam edilmiş ve davacı ... tarafından davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve Karağaç köyü tüzel kişiğine yönelik açılan tescil davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve kesinleşmiştir.
Malik hanesi açık bırakılmak suretiyle kadastro tutanakları kadastro mahkemesine devredildiğinden, temyize konu eldeki davada yargılama yapılmış, davacı ... vekili, tescil davasına konu taşınmazların kadastro sırasında davacı adına tescil edilmesi nedeniyle davadan bekledikleri netice hasıl olduğundan asliye hukuk mahkemesindeki tescil davasından feragat ettiklerini, yoksa hakkın özünden bir feragatin olmadığını beyan etmiştir.
Yargılama sırasında ..., ... ve ... tarafından çekişmeli taşınmazların davacı ... tarafından kendileri adına da satın alındığı ve zeminde paylaşıldığı iddiasıyla davaya katılmışlardır.
Mahkemesince 161 ada 11 parsel sayılı 1523,99 m² yüzölçümündeki kayalık niteliğiyle Hazine adına tespit edilerek kesinleşen taşınmaz tescil davasına konu olan yerlerden olduğu gerekçesiyle davalı olarak tutanak aslı dosya arasına getirtilmiştir.
Kadastro Mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 161 ada 11 parsel sayılı taşınmazın taşlık-kayalık vasfıyla Hazine adına tespitine ve tapuya tesciline,
161 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; fen bilirkişisinin 03/10/2013 tarihli raporu ve eki haritasında 5, 6, (7B), (8C), 9 ve 10 sayıları ile gösterilen kısımların ayrı ayrı 161 ada 10 sayılı parselden ifrazına, 5 sayısı ile gösterilen 2515,26 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla ..., 6 sayısı ile gösterilen 1845,31 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla ..., (7B) ile gösterilen 2670,97 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere tarla vasfıyla ... adına, (8C) ile gösterilen 3607,63 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere tarla vasfıyla ..., 9 sayısı ile gösterilen 2718,06 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere tarla vasfıyla ..., 10 sayısı ile gösterilen 2551,24 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere tarla vasfıyla ..., ifrazdan geriye kalan ve 11 sayısı ile gösterilen 2577,67 m²"lik kısmın 161 ada 10 parsel sayısı ile iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla... ve ... oğlu 1960 doğumlu ... adına tespitine ve tapuya tesciline,
162 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; fen bilirkişisinin 03/10/2013 tarihli raporu ve eki haritasında 1, 2 ve 3 sayıları ile gösterilen kısımların ayrı ayrı 162 ada 1 sayılı parselden ifrazına, 1 sayısı ile gösterilen 956,84 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla ..., 2 sayısı ile gösterilen 857,20 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla ..., 3 sayısı ile gösterilen 878,47 m²"lik kısmın aynı adanın son parsel numarasından sonra gelmek üzere iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla ... adına tespitine ve tapuya tesciline, ifrazdan geriye kalan ve 4 sayısı ile gösterilen 689,70.m²"lik kısmın 162 ada 1 parsel sayısı ile iki katlı kargir bina ve tarlası vasfıyla ... adına tespitine ve tapuya tesciline,
160 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 170,02 m² olarak iki katlı kargir bina vasfıyla ... ve ... oğlu 1960 doğumlu ... adına tespitine ve tapuya tesciline,
167 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 2198,00 m² olarak tarla vasfıyla ... ve ... oğlu 1960 doğumlu ... adına tespitine ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından eksik inceleme yapıldığı iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.05.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazlardan 160 ada 3, 162 ada 1 ve 161 ada 10 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmaktadır. Ancak, bu parseller bakımından davacı için aynı çalışma alanında senetsizden iktisap ettiği taşınmaz mal olup olmadığı, bu anlamda kanunda öngörülen 40/100 dönüm sınırının aşılıp aşılmadığı yönünde araştırma yapılmış ve aleyhine herhangi bir kayıt bulunmamış ise de müdahil davacılar yönünden bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Çekişmeli 167 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise her ne kadar orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu doğru olarak belirlenmiş ise de komşu parsellerin tapu kayıtları celbedilmemiş olup bu anlamda dosyada mevcut kroki incelendiğinde orman içi açıklık niteliğinde olup olmayacağı hususunda tereddüt
meydana gelmiştir. Ayrıca eldeki davanın niteliği dikkate alındığında, taraf teşkili açısından karar tarihi itibariyle ilçe ve büyükşehir belediyesinin davada taraf olmaması doğru görülmemiştir.
O halde; mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazlardan 167 ada 3 sayılı parsele komşu parsellerin kadastro tutanakları ve kesinleşmiş tapu kayıtları getirtilerek, çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, şayet orman içi açıklık niteliğinde olduğu belirlenirse bu tür yerlerin orman sayılan yerlerden olduğu ve 20.11.2012 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 16. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu gözetilerek bu parsel yönünden açılan davanın reddedilmesi ve orman olarak Hazine adına tapuya tescil edilmesi gerekmektedir.
Çekişmeli taşınmazlardan 160 ada 3, 162 ada 1 ve 161 ada 10 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, müdahil davacılar ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Dava konusu taşınmaz Muğla ili, ... ilçesi,...köyü hudutları içerisinde kalmaktadır ve eldeki dava Medenî Kanunun 713. maddesine göre zilyetliğe dayalı olarak açılmış tescil davası iken yörede kadastro çalışmalarının başlaması ve çekişmeli taşınmazlar hakkında malik hanesi açık bırakılmak suretiyle kadastro tutanağı düzenlenerek kadastro tespitine itiraz davasına dönüşmüştür. 06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi ile; büyükşehir statüsündeki illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında 1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmektedir.
Somut olayda; davacı, dava dilekçesi ile her ne kadar davasını yasal hasımlara yöneltmiş ise de ilgili hükümleri 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile Muğla Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Mahkemece tüzel kişiliği yargılama sırasında sona eren köy yerine ilçe belediyesi olarak Fethiye Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmemesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.