4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/14175 Karar No: 2017/5845 Karar Tarihi: 16.10.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/14175 Esas 2017/5845 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/14175 E. , 2017/5845 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/06/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalının 11/06/2013 tarihli TBMM kürsüsünde yaptığı konuşma sırasında, davacının "Pazar günü televizyon seyrettin mi?" sorusuna davalının "Ya atışma, otur yerine! Abur cubur konuşma, gerzek" dediği, davacının sözünü geri almasını istediği davalının "Hiçbir sözümü geri meri almıyorum, haydi yürü oradan" demek suretiyle sözlerinde ısrar ettiği anlaşılmaktadır. AİHS"nin 10. maddesi bütün bireylerin itibarlarının korunmasına imkan verir. Bu koruma, siyasetçilerin şahsi sıfatları dışında hareket ettikleri zamanı da içine alır. Dava konusu yapılan sözler ile anlatılan konu arasında düşünsel bağlılık anlamında öz ve biçim dengesi bulunmamaktadır. Davalının "gerzek" diyerek ve bu sözünü geri almayarak davacıya geri zekalı olarak nitelendirmesi sözcük anlamı dışında ve ötesinde; ortalama değer yargıları itibarıyla yaptığı çağrışımlar gözönünde tutulduğunda, davacının kişilik değerlerinden olan şeref, haysiyet ve onuruna saldırı oluşacak düzeydedir. Davacının sorusuna küçük düşürücü ve abartılı sözlerle gerekli olmayan bir karşılık verilmiş ve amaç aşılmıştır. Şu durumda hukuka uygunluktan ve eleştiriden söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin tümden reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği düşüncesiyle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 16/10/2017