Esas No: 2008/41
Karar No: 2010/52
Karar Tarihi: 01/04/2010
AYM 2008/41 Esas 2010/52 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas Sayısı : 2008/41
Karar Sayısı : 2010/52
Karar Günü : 1.4.2010
R.G. Tarih-Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İzmir 1. Sulh Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 578. maddesinin (öö) bendinin Anayasa"nın Başlangıcı ile 2., 141., 142., 153. ve 155. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
İşçinin yakalandığı meslek hastalığının yasal süresi içinde bölge müdürlüğüne bildirilmemesi nedeniyle tahakkuk ettirilen idari para cezasının iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa"ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 578. maddesinin itiraz konusu (öö) bendi şöyledir:
"Madde 578-Aşağıdaki kanun hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır"
öö)"22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin ikinci fıkrası,..."
B-İlgili Görülen Yasa Kuralları
1-22.5.2003 günlü, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 108. maddesi şöyledir:
"Madde 108- Bu Kanunda öngörülen idari nitelikteki para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir.
Bu Kanunda yazılı olan idari para cezaları o yerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürü tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur."
2-13.3.2005 günlü, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle değişik 3. maddesi ile 27. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Madde 3-Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır."
"Madde 27-(1)İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir."
C- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa"nın Başlangıcı ile 2., 141., 142., 153. ve 155. Maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK ve Serruh KALELİ"nin katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine 02.05.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili görülen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, idari yaptırım kararlarının cezalandırmaktan çok idari işlem niteliği ağır basan kararlar olduğu, idarenin kamu hukuku alanına giren kamu gücü kullanarak idari usullerle tesis ettiği işlem ve eylemlerinin idari yargının, özel hukuk alanına giren işlemlerinin ise adli yargının denetimine bağlı tutulması gerektiği, adli yargının görevli kılınmasında yasa koyucunun mutlak bir takdir yetkisi olmamasına rağmen idari işlemlere karşı adli mahkemelerin görevli kılınmasına yol açan itiraz konusu kuralın Anayasa"nın Başlangıcı ile 2., 141., 142., 153. ve 155. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa"nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 28. maddesine göre, mahkemeler bakmakta oldukları davada uygulayacakları yasa ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa"ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddî olduğu kanısına varırlarsa o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi"ne başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikteki kurallardır.
13.3.2005 günlü, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 3. maddesinde, bu Kanunun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı öngörülmüş, 27. maddesinde de idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı Yasa gereğince verilen para cezalarında idari yargıyı görevli kılan 4857 sayılı Yasa"nın 108. maddesinin ikinci fıkrası, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Yasa"nın 578. maddesinin itiraz yolu ile iptali istenen (öö) bendi ile yürürlükten kaldırılmış ve madde gerekçesinde""4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin ikinci fıkrası, idarî yaptırım kararlarının verilmesi, kanun yolu, takip ve tahsil usulü Kabahatler Kanununun genel hükümlerinde ayrıntılı olarak düzenlendiğinden yürürlükten kaldırılmıştır."denilerek idari yaptırım kararlarına ilişkin kanun yolunun Kabahatler Kanunu"na göre belirleneceği vurgulanmıştır.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme"de davanın açıldığı 26.2.2008 tarihinde 4857 sayılı Yasa"da idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin aksine bir hüküm bulunmadığı gözetildiğinde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme 5326 sayılı Yasa gereğince belirleneceğinden itiraz konusu kural,bakılmakta olan davada uygulanacak kural değildir.
Açıklanan nedenlerle, başvurunun Mahkeme"nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
Mehmet ERTEN ve Şevket APALAK bu görüşe katılmamışlardır.
VI- SONUÇ
23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 578. maddesinin (öö) bendinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme"nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bende ilişkin başvurunun Mahkeme"nin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE, Mehmet ERTEN ile Şevket APALAK"ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 1.4.2010 gününde karar verildi.
Başkan Haşim KILIÇ |
Başkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
Üye Fulya KANTARCIOĞLU |
Üye Ahmet AKYALÇIN |
Üye Mehmet ERTEN |
Üye Fettah OTO |
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye Şevket APALAK |
Üye Serruh KALELİ |
Üye Zehra Ayla PERKTAŞ |
Üye Recep KÖMÜRCÜ |
KARŞIOY
Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 578. maddesinin (öö) bendi,22.5.2003 günlü ve 4857 sayılı Kanunun 108. maddesinin ikinci fıkrasını yürürlükten kaldırarak idari para cezalarına karşı yapılacak itirazların idari mahkemeler yerine, Kabahatler Kanunu"nun 3. ve 27. maddeleri uyarınca adli mahkemelere yapılmasını sağlamıştır. Böylece, itiraz yoluyla iptali istenilen kural idari yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolunu genel olarak düzenleyenKabahatler Kanunu"na, 4857 sayılı Kanunun 108. maddesinin ikinci fıkrasıyla getirilen istisna hükmü ortadan kaldırmıştır.
Yetkisizlik nedeniyle itiraz başvurusunun reddine ilişkin kararın gerekçesi, idari yargıyı yetkili kılan hükmün yürürlükten kaldırılmasından sonra idari para cezasının verilmiş olması nedenine dayandırılmıştır.
Başvuru kararında, idari para cezalarının idari yaptırımların önemlilerinden olduğu, belirgin özelliğinin idari makamlar tarafından kamu gücü kullanılarak ve idari usullerle tesis edildiği, bu nedenle de daha önce yürürlükte olup idari yargı yerini yetkili kılan kuralın Anayasa"daki idari ve adli yargı ayırımına uygun olduğu, kaldırılmasının Anayasaya aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüştür.
İdari yaptırıma ilişkin kararlara karşı baş vurulacak kanun yolunun genel düzenleme içinde yer almaması, özel (istisna) olarak düzenlenmesi gerektiğine ilişkin iddianın sonuçlandırılması,5728 sayılı Kanun"un 578 maddesinin (öö) bendi ile yürürlükten kaldırılan istisna niteliğindeki yargı yetkisi kuralının esasının incelenmesiyle mümkün olacağı açıktır. Tesis edilen işlem sırasında yürürlükten kaldırılmışta olsa, söz konusu kuralın daha önce adli yargıyı yetkili kılması nedeniyle ancak, bu kuralın iptal edilmesiyle yasa koyucunun bu tür yaptırımlar için yürürlükten kaldırılan kural gibi yeni bir düzenleme yapmasının yolunun açılabileceği, esasın incelenmesi suretiyle yapılacak anayasal denetim ile de daha çok hukuk güvenliğinin sağlanabileceği birlikte gözetildiğinde, itiraz başvurusunun esasının incelenmesi gerekir.
Bu nedenle yetkisizlik nedeniyle redde ilişkin karara katılmadım.
Üye Mehmet ERTEN |
AZLIK OYU
4857 sayılı İş Kanun"u kapsamındaki para cezalarına yapılacak itirazların idare mahkemesince görülmesine olanak veren anılan Yasa"nın 108. maddesinin kaldırılmasına yönelik 5728 sayılı Yasa"nın 578. maddesinin (öö) bendi başvurununkonusunu oluşturmaktadır.
İtiraza konu hükümle başvuran mahkemenin
görevli olması sonucunun doğduğu, bu
kuralın iptali halinde konunun mahkemenin görev alanından çıkacağıaçıktır. Anayasa"nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 28.
maddelerinde öngörülen, bir davaya
bakmakta olan mahkeme ve uygulanacak kural
kavramlarının değerlendirilmesinden,
mahkemelerin görecekleri davalar yönünden kendilerine görev veren yasal
kuralların
yargısal işlevin başlamasına etken olan ve
böylece öncelikle uygulanan metinler
olduklarında kuşku yoktur. Bir yasal kuralı
kaldıran kanunların da anayasal
denetimlerinin yapılabileceği Anayasa Mahkemesi"nin
durulmuş ve yerleşmiş
kararlarından olduğu gibi, böylesi bir davayı
engelleyen anayasal bir engel de
bulunmamaktadır. Bu bağlamda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun
5560 sayılı Yasa"yla
değişik 3. maddesinin 1/a fıkrasında, idari
yaptırım kararlarına karşı öngörülmüş olan
kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer
kanunlarda aksine hüküm bulunmaması
halinde uygulanacağının belirtilmesi karşısında, yürürlükten kaldırılmış olan,
ancak
kaldırılması anayasal yönden denetlemeye konu olan ve idare mahkemesine görev
verenmaddenin Kabahatler Kanunu yönünden
aksine hüküm niteliğitaşıdığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, Kabahatler Kanunu yönünden aksine bir hüküm olan ve idare mahkemesinin görev veren kuralı kaldırarak başvuran mahkemeye görev veren maddenin uygulanacak kural olduğundan işin esasına geçilmesi oyuyla karara karşıyım.
Üye Şevket APALAK |