14. Hukuk Dairesi 2015/10943 E. , 2018/2787 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde davalı ..." dan 8.6.2012 tarihli noterde düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 150.000 TL karşılığında tapu kütüğünün 33.sırasında kayıtlı gayrimenkulü satın aldığını, 75.000 TL" sini nakit olarak, geriye kalan 75.000 TL için 29.9.2012 ödeme tarihli 8.6.2012 tanzim tarihli senet düzenlediklerini, dava dışı ..." ın senedin kefili olduğunu, 15.1.2013 tarihinde tapuda ferağ işlemlerinin yapılması için işlemlere başladıklarını ancak tamamlayamadıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili cevabında; dava dışı ... ile davalının 20.4.2012 tarihli sözleşme ile aralarında dava konusu taşınmazın satımı konusunda anlaştıklarını ancak sözleşmeyi daha sonradan feshederek 22.5.2012 tarihli yeni bir sözleşme akdettiklerini, bu sözleşmeyi de feshederek 8.6.2012 tarihinde davacıya dava konusu taşınmazın satışının yapıldığını, sözleşmenin tarafı olan davacının sözleşmede kararlaştırılan 150.000 TL bedeli davalıya ödemediğini, müvekkiline sadece 75.000 TL tutarında senet verildiğini, ancak bedelinin ödenmediğini, dosya arasında bulunan makbuzların dava dışı aynı zamanda senet kefili olan Şenol Sandal ile aralarında olan sözleşmelere ilişkin olduğunu, davacı ile ilgisi olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 25.000 TL tutarında mahkeme veznesine depo edilen bedelin mahkeme zorlaması ile ödendiği, bu ödemenin edimin ifası olarak kabul edilemeyeceği, geriye kalan 50.000 TL tutarındaki kısım için davacı adına davalıya ödeme yapıldığının yazılı bir belge ile ispat edilememiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiş, 50.000 TL" sının makbuz karşılığında ..." ya ödendiğini, en son 14.1.2013 tarihinde ödeme yapıldığını, davalı ..." nın 50.000 TL tutarındaki bedel ödendikten sonra senedi ..." e ciro ettiğini, en son tarihli makbuzda kalan bakiye bedelin 25.000 TL olduğunun makbuza yazıldığını, bu nedenle 25.000 TL tutarındaki bedelin depo edilmesi kaydı ile dava konusu taşınmazın adına tescilini istediklerini, hükmün bu yönü ile bozulmasını istemiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanunu"nun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu"nun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu"nun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu"nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanunu"nun 97. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Somut olaya gelince; davacı 8.6.2012 tarihinde yapılan noterde düzenleme şeklinde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açmış, davacı ise sözleşmede yer alan bedelin tamamen ödenmediğini savunmuştur. Taraflar arasında yapılan sözleşmede dava konusu parselin bedeli olarak 75.000 TL" sının nakden ödendiği, geriye kalan 75.000 TL için senet tanzim edildiği yazılmıştır. Resmi senedin aksi ancak yazılı delillerle ispat edilebileceğinden 75.000 TL" sı tutarındaki taşınmaz satış vaadi bedelinin ödendiği noktasında ihtilaf yoktur. Ancak taraflar arasındaki uyuşmazlık 75.000 TL tutarındaki senet bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı 75.000 TL senet bedelinin 50.000 TL"sini ödendiğini, bu hususun 14.1.2013 tarihli “arazi satışına mahsuben kalan 25.000 TL” yazılı makbuz ile sabit olduğunu, davalı ise makbuz üzerinde ödeme yapanın Şenol Sandal olduğunun yazılı olduğunu ödemeyi aralarındaki borç ilişkisine dayalı olarak Şenol" un yaptığını, davacının kefili sıfatı ile yapmadığını, dolayısıyla bedelin ödenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Hal böyle olunca adi yazılı belge niteliğindeki 14.1.2013 tarihli makbuz ile davacının 50.000 TL tutarındaki satım bedelinin bir kısmını ödediği ispatlanmış olup, geriye 25.000 TL bedelin ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Davacı edimini yerine getirmediği takdirde karşı taraftan devir isteğinde bulunamayacağından mahkemece; sözleşme bedelinin ödenmediği bu gibi durumlarda mahkemenin 6098 sayılı BK" nun 97. maddesi uyarınca, davacıya (vaat alacaklısına) ödenmeyen veya kalan satış bedelini davalıya ödenmek üzere depo ettirmesi ve birlikte ifa kuralını uygulayarak tescile karar vermesi gerekmektedir.
Bakiye 25.000 TL tutarındaki bedelin depo ettirilip davalı ..." ya ödenmesine, dava konusu 33.sıra no ile tapuda kayıtlı davalı ..." e ait hissenin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.