11. Hukuk Dairesi 2016/6390 E. , 2018/376 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22/03/2016 tarih ve 2015/1472-2016/382 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından ihalesi yapılan taşıma işi ihalesinin müvekkili şirkette kaldığını, sözleşmenin imzalanmasını müteakip işe başlandığını, fakat işin uzun süreli olması nedeniyle müvekkilinin davalıdan fiyat farkı talebinde bulunduğunu, davalı idarenin bu talebi reddettiğini, oysa taraflar arasındaki sözleşme uyarınca fiyat farkının ödenmesinin gerektiğini ileri sürerek, 12.500 TL"nın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini 198.561,38 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile bu kanuna göre ihalesi yapılacak olan hizmet alımlarına ilişkin fiyat farkı hesabında uygulanacak esaslar uyarınca davacıya fiyat farkı ödenmesinin mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında taşıma işi ihalesi ile ilgili olarak 07/04/2009 tarihinde sözleşme imzalandığı, davacının bu sözleşmeye dayanarak fiyat farkı talep ettiği, dava dosyasındaki mevcut veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının davalıdan fiyat farkı olarak toplam KDV hariç 198,561,38 TL alacağının bulunduğu, ancak hüküm bozulduktan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.500 TL"nin 08/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ıslah dilekçesiyle talep ettiği fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki taşıma işi ihalesinde davalıdan talep edilen fiyat farkının ödenmediği iddiasıyla açılan alacak davasında, mahkemece Dairemizin 2011/4622 E. 2012/11732 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonunda davacının ıslah talebi de gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karar yine Dairemizin 2014/11927 E. 2014/18797 K. sayılı ilamıyla bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle ıslah edilen miktar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulmuş, mahkemece, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile ıslahla arttırılan kısım yönünden davanın reddine karar verilerek, reddedilen bu kısım yönünden davalı lehine
nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Islah dilekçesinin bozmadan önce sunulmuş olması ıslah dilekçesinin esastan incelenebilmesi için ön şart mahiyetindedir. Bu ön şart yerine getirilmediği için artık davacının ıslah talebinin usulden reddine karar verilerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 7/2. maddesindeki ""davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur."" hükmü gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçer şekilde vekalet ücreti takdiri yerinde olmadığından, hükmün açıklanan bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, davalı taraftan harç alınmasına yer olmadığına, 17/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.