11. Hukuk Dairesi 2019/2608 E. , 2020/982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/04/2019 tarih ve 2019/250 E- 2019/431 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 24.03.2014 tarihinde 2010/28111 sayılı "MAY ATKI + şekil" markasının kullandırılması için lisans sözleşmesi akdedildiğini, davalının bu sözleşme ile anılan markanın kullanımını münhasıran müvekkiline verdiğini, sözleşmenin ekinde üretilecek ve satışa sunulacak emtianın "dokuma atkı, kendinden püsküllü dokuma atkı, çift taraflı kendinden püsküllü dokuma atkı, mini dokuma atkı, dokuma flama, mini dokuma flama, örme atkı, örme bere, örme mini atkı, baskı atkı, dokuma etiket, baskı etiket" olarak belirtildiğini, davalının müvekkilinin ticari ilişki içerisinde olduğu ve atkı sattığı RUFFNEK WEAR firması ile iletişime geçerek müvekkilinin müdürü hakkında asılsız iddialarda bulunduğunu, yine aynı şekilde TESCO KİPA Şirketi ile de iletişime geçerek üretimi ve satışı yapılan BJK ve FB"nin atkı lisansının başka firmada olduğu ve GS atkı lisansının da sadece kendilerinde olduğuna yönelik e-posta gönderdiklerini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalıya haksız rekabet teşkil eden eylemlerin sona erdirilmesi istemli ihtarname keşide edildiğini, davalının müvekkilinin ticari ilişkilerini örseleme çabasında olduğunu, davalının lisans sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal ettiğini, haksız ve kötüleyici beyanlarla müvekkilinin markayı kullanmasını önlemeye çalıştığını ileri sürerek, davalının fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men"ine, 10.000 TL manevi ve 1000 TL maddi tazminat ile sözleşmede cezai şart olarak öngörülen 10.000 Amerikan Dolarının da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket sahibi ..."ın 12.12.2011-14.03.2014 tarihleri arasında pazarlamacı sıfatıyla müvekkili şirkette çalıştığını, ..."ın şirket adına alınması gereken internet alan adını şahsına ait şirket adına tescil ettirdiğini, şirkete ait mail hesaplarını kendi mail adresine yönlendirdiğini, bu hususla ilgili İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/27 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, müvekkilinin birçok mailden habersiz kaldığını, iş yapmasının engellendiğini, ..."ın şirketten ayrıldıktan
sonra bile şirket maillerini kullandığını, müvekkiline olan cari hesap borcu sebebiyle davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, akdedildiği iddia olunan sözleşmenin müvekkilinin bilgisi dışında oluşturulduğunu, şirket yetkilisi ..."in ... tarafından kandırıldığını, davacıya söz konusu markanın kullanılmasına ilişkin münhasıran yetki ve izinin 24.03.2014 ile 31.12.2024 tarihleri arasında verildiğini, hiçbir şirketin markasının kullanım hakkını 10 yılı aşkın süre ile başka şirkete 500 USD+KDV karşılığı devretmeyeceği gibi sözleşmeye aykırılık halinde yasal haklara ilaveten cezai şart olarak 10.000 USD ödeyeceğinin düşünülemeyeceğini, şirket faaliyeti açısından hayati önem taşıyan sözleşmeyi şirketin yetkilerinin tek başlarına imzalayamayacağını, bu nedenle sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, davacı yanın lisans bedeli olan 500 USD+KDV"yi bugüne kadar müvekkiline ödemediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; TPMK tarafından 2010/28111 sayılı markanın üzerinde herhangi bir lisansın gözükmediğinin bildirildiği, 556 sayılı KHK"nin 21/10.maddesinde, "lisans sicile kayıt edilmediği sürece iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez" hükmü de dikkate alınarak, taraflar arasındaki lisans sözleşmesinin ...37.Noterliğinin 13.04.2015 tarihli ve 09102 sayılı ihtarnamesi ile fesh edildiğinin kabul edilmesinin gerektiği, davalı tarafın elektronik postalarında dava konusu markaya ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığı gibi bu markayı da kullanmadığı, ticaret unvanını kullanmasının lisans sözleşmesine aykırılık teşkil etmeyeceği, davalının elektronik verilerinin ve internet sitesindeki kullanımlarının taraflar arasında imzalanan inhisari lisans sözleşmesine aykırılık oluşturmadığı gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 02.07.2014 tarihli elektronik postada, davalı tarafça ticaret unvanının kullanıldığı, lisans sözleşmesine konu markanın davalı tarafından kullanılmadığı gibi TTK."nın 55 vd. maddelerinde belirtilen haksız eylem teşkil edebilecek nitelikte bir beyanda da bulunulmadığı, 18.04.2014 tarihli elektronik postada ise davalı tarafından, davacının temsilcisi Edis ..."ın davalı Şirketteki işine son verildikten sonra, iletişimi engellemek için tüm verileri çalmış olduğunun bildirilmesi ve davacı yetkilisi tarafından yapılacağı kastedilen dolandırıcılığa maruz kalınmaması için kendileri ile irtibata geçilmesinin tavsiye edilmesi şeklinde beyanda bulunulmasının, TTK"nın 55/1-a-1.maddesi uyarınca haksız rekabet oluşturduğu, somut olayda davalının bizatihi lisans sözleşmesine aykırı bir eylemi, lisans sözleşmesine konu markayı kullanması gibi bir ihlali bulunmadığından, diğer bir deyişle davanın haksız rekabet eyleminin, genel hükümlere göre 3. kişilere elektronik posta göndermek suretiyle oluştuğu kabul edildiğinden, davacının cezai şart isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne, davalının 18.04.2014 tarihli elektronik posta göndermek eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve önlenmesine, 1.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dairemizce, tarafların temyiz itirazları ve tüm dosya kapsamına göre yapılan temyiz incelemesi sonucunda; davalı şirketçe Tesco Kipa isimli şirkete gönderilen 02.07.2014 tarihli e-posta yazışmasında, kendisine ait ticaret unvanının yanında, kullanım hakkını davacıya devrettiği markayı da kullandığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu husustaki davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, davalı tarafından dava dışı şirkete gönderilen 18.10.2014 tarihli mail yazışmasında, davacı şirketin değil davacı şirket müdürünün hedef alındığı, davacı şirkete karşı haksız rekabet oluşturacak bir ifadeye yer verilmediği gözetilmeksizin haksız rekabetin tespitine karar verilmesinin de doğru görülmediği gerekçesiyle, taraf vekillerinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. -/-
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesince, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki münhasır lisans sözleşmesi devam ettiği sürece davalı yanın dahi sözleşmeye konu markayı kullanmaması gerektiği, lisans sözleşmesinin 13.04.2015 tarihinde davalı tarafça feshedilmeden önce aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirkete gönderilen 02.07.2014 tarihli e-postada lisans sözleşmesine konu markanın kullanılmasının taraflar arasındaki lisans sözleşmesine aykırılık ve TTK"nın 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşturduğu, ancak davalı tarafından dava dışı şirkete gönderilen 18.10.2014 tarihli e-mail yazışmasında ise davacı şirket değil, şirket müdürü hedef alındığından ve davacı şirkete karşı haksız rekabet oluşturacak bir ifadeye yer verilmediğinden, davalının bu nedenle haksız rekabet veya marka lisans sözleşmesine aykırılık oluşturacak bir eylemi bulunmadığı, davacının maddi tazminat taleplerini 556 sayılı KHK"nın yanında TBK hükümlerine de dayandırdığı ve TTK"nın 56/d maddesi uyarınca zarar ve ziyanını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının 02.07.2014 tarihli elektronik posta göndermek eyleminin, taraflar arasındaki marka lisans sözleşmesine aykırılık ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve önlenmesine, taleple bağlı kalınarak 1.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18.04.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, cezai şart olarak 10.000 Amerikan Doları karşılığı 24.642,00 TL"nin dava tarihi olan 26.02.2015 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahmemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve haksız rekabet oluşturan fiilin tespitine göre mahkemece hükmedilen manevi tazminata yönelik faiz başlangıcı 07.02.2014 tarihi olması gerekirken, 18.04.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesi yerinde değil ise de, bu hususun temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılamayacak olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK^"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.569,91 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.