(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/29164 E. , 2020/2210 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren şirket nezdinde 20.07.2011 - 31.08.2014 tarihleri arasında yurt dışında devam eden işlerinde başşoför olarak çalıştığını fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 270 saate kadar yapılan fazla çalışmalarının aylık ücretine dahil olduğunu, resmi ve dini bayramlarda çalışma yapılmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacı işçinin fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; davacı fazla mesai alacağının bulunduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise fazla mesai ücreti hesaplanırken yılda 270 saate kadar yapılacak fazla çalışma ücretinin yıllık ücretinin içinde olduğunun kararlaştırıldığı ikinci iş sözleşmesinin dikkate alınmasını talep etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 08:00-20:00 saatleri arasında 12 saat, 1,5 saat ara dinlenme süresinin düşümü ile günlük 10,5 saat olmak üzere haftanın yedi günü, hafta tatili ücreti ayrıca talep edildiğinden hafta tatili gününden de ilave 3 saatin eklenmesi ile haftada 66 saat çalışarak, haftalık 21 saat fazla mesai yaptığı, bu çalışmanın sözleşme hükmü gereğince 5 saatinin ücrete dahil olduğu belirlenerek 16 saat fazla çalışma yaptığı kabulü ile alacağın hesaplandığı ve hesaplanan bu miktardan hakkaniyet indirimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak, raporda davacının ayda bir hafta tatilini kullandığı kabul edildiğinden, hafta tatili kullanılarak 6 gün çalışma yapılan haftalarda 18 saat fazla çalışma yapılmış olacağının gözetilmemesi hatalı bulunduğu gibi, söz konusu hesaplama yönteminde aylık ücrete dahil olduğu kabul edilen fazla çalışma süresinden hakkaniyet indiriminin yapılmamış olması da isabetsiz bulunmaktadır. Bu nedenle, öncelikle haftalık fazla çalışma süresinden hakkaniyet indirimi yapılarak, sonrasında aylık ücrete dahil olan haftalık 5 saatin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekmekte olup, aksi yönde yazılı biçimde verilen karar hatalı olmakla, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.