
Esas No: 2016/13496
Karar No: 2017/7273
Karar Tarihi: 25.10.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13496 Esas 2017/7273 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin asfalt üretimi ve asfalt yol yapımı işi ile iştigal ettiğini, 2013 ve 2014 yılında müvekkili ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişki çerçevesinde müvekkili tarafından davalıya mal ve hizmet sunulduğunu bunlara ilişkin faturaların davalıya teslim edildiğini,fakat davalının borcunu ödemediğini buna istinaden...3. İcra Müdürlüğünün 2014/18263 E sayılı dosyasından takibe geçtiklerini,davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek yapılan itirazın iptalini, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı davaya cevap vermemiş reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalıya 30.01.2014 tarih ve 52.338,73 TL bedelli vade farkı faturası düzenlediği, söz konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının defterlerindeki kayda göre 52.338,73 TL alacaklı göründüğü, davalının kendi defterlerinde davacıya 4.137,88 TL borçlu göründüğü, söz konusu faturanın kargo şirketi aracılığı ile 31.01.2014 tarihinde davalıya teslim edildiği, davalının faturayı davacıya iade ettiğine veya faturaya itiraz ettiğine dair herhangi bir delilin mevcut olmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı olan faturada vade farkı alacağı yazılıdır. Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekir. Vade farkı alacağını ihtiva eden bir fatura düzenlenip davalı tarafa tebliğ edilmesi ve süresinde bu faturaya itiraz edilmemiş olması yukarıda belirtilen şartların gerçekleştirilmemesi halinde tek başına vade farkı istenebileceği sonucunu doğurmaz. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.