19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/7478 Karar No: 2020/2759 Karar Tarihi: 11.03.2020
5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/7478 Esas 2020/2759 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar, 5607 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiğini ortaya koyuyor. Ancak, iki noktada kanuna aykırılıklar tespit edilmiş ve hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Bunlar; müşteki lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve sanığın türkçe bilemediğinin beyan etmesi karşısında tercüman giderinin sanığa yükletilmesidir. Kanun maddeleri ise şöyledir: sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmesi için uygulanan TCK'nin 53. maddesi, giderlerin karşılanması için geçerli CMK'nin 324/5. maddesi ve yargılama giderleri için geçerli Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesi.
19. Ceza Dairesi 2019/7478 E. , 2020/2759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, 1-Duruşmadan haberdar edildiği hâlde, 5271 sayılı CMK"nin 237 ve 238. maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak hüküm verilmeden önce kamu davasına katılmayan müşteki lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi, 2-5271 sayılı CMK"nin 324/5. maddesinde "Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır." hükmüne yer verilmesi, sanığın türkçe bilmediğini, suriye vatandaşı olduğunu beyan etmesi karşısında tercüman giderinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükmün yargılama giderine dair fıkrası çıkarılarak yerine "Toplam 17,10 TL"den ibaret yargılama gideri, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki belirlenen terkin edilmesi gereken tutardan az olduğundan yargılama giderinin hazineye yüklenmesine" ibaresinin yazılması ve hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının çıkarılması suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.