Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13404 Esas 2017/7265 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13404
Karar No: 2017/7265
Karar Tarihi: 25.10.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13404 Esas 2017/7265 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı banka, genel kredi sözleşmesi kapsamında müvekkilinin kefil olduğunu ve kredi borcunun ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlatıldığını belirtmiştir. Davacı vekili ise kefilin sorumlu olacağı muayyen bir miktarın belirtilmiş olması gerektiğini ve sözleşmede bu miktarın belirtilmediğini iddia etmiş, kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitine ve kesilen paraların iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, kredi sözleşmesinin 100.000 YTL limit üzerinden akdedildiği, kefaletin bu miktar için geçerli olduğu ve sözleşmede azami sorumlu olunacak miktarın tayin edildiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu (TBK) 583. madde: Kefillerin sorumluluğu açıkça belirlenmediği takdirde, kefilin sorumluluğu, kefalet sözleşmesinin geçerli olmaması sonucunu doğurur.
19. Hukuk Dairesi         2016/13404 E.  ,  2017/7265 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşmede kefil sıfatı ile imzası bulunduğunu, kredi borcunun ödenmediği iddiası ile davalı banka tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, TBK 583.maddesi uyarınca kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olacağı muayyen bir miktarın belirtilmiş olması gerektiğini, bunun bir geçerlilik şartı olduğunu, müvekkilinin sorumlu olacağı azami miktarın sözleşmede belirtilmediğini,bu yönü ile kefaletin geçerli olmadığını belirterek kefalet sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitine ve kefalet sözleşmesi kapsamında bu güne kadar müvekkilinin maaş hesabından kesilen paraların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının icra takibine itiraz etmediğini, davacının kötü niyetli olup 11 yıl sonra işbu davayı açtığını, sözleşmenin 100.000 YTL limitli olup kefilin bu limit dahilinde borçtan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 22.04.2005 tarihli kredi sözleşmesinin 100.000 YTL limit üzerinden akdedildiği,davacı kefilin kredi sözleşmesine ilişkin kefaletinin bu miktar için geçerli olduğu,davacı kefilin azami sorumlu olacağı miktarın sözleşmede tayin edildiğinden kefaletin geçersizliğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.