16. Hukuk Dairesi 2018/1680 E. , 2021/3379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İli Merkez İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 37, 38, 108 ada 24, 109 ada 9, 141 ada 12, 145 ada 2, 150 ada 24, 155 ada 6 parsel sayılı sırasıyla 24.600, 1.792.37, 24.393.60, 1.003.32, 13.545.15, 12.498.77, 26.048,37 ve 17.696,57 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı, irsen intikal, taksim, satın alma, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davacıların murisi ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından, kadastro tespit tarihinden evvel, davalılar Hazine, Cemilbey Köyü Tüzel Kişiliği ile ... ve arkadaşları aleyhine, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasının görülen yargılaması sonunda, "davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dava dosyasının 3402 sayılı yasanın 26. maddesi uyarınca Kadastro Mahkemesine aktarılması" gereğine değinilen bozma ilamına uyularak verilen görevsizlik kararı uyarınca dava dosyası Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, çekişmeli 102 ada 37, 38, 108 ada 24 109 ada 9, 141 ada 12, 145 ada 2, 150 ada 24, 155 ada 6 parsel sayılı taşınmazların davacı ... mirasçıları adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek kök murisi ...’dan intikal ettiği, kök murisin ölümü ile mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda çekişmeli taşınmazların davacıların kendi mirasbırakanları ... ile kök murisin eşi ...’ye isabet ettiği ve ...’nin payının ise ... tarafından satın alındığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Eldeki dava, genel mahkemeden aktarılan dava olması sebebiyle Kadastro Mahkemesindeki yargılamanın, aktarılan dosyanın kapsamıyla sınırlı olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Ne var ki Mahkemece, davanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasından sonra mahallinde keşif yapılmamış, aktarılan davanın kapsamı tereddütsüz olarak belirlenmemiş, bu hususta Kadastro Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve birbiri ile çelişen müzekkere cevapları ile yetinilmiş, ayrıca genel mahkemede yapılan keşifler sırasında çekişmeli olduğu belirtilen taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden hangi sebeple kime intikal ettiği, taşınmazların taksim edilip edilmediği ile kök murisin mirasçıları arasında miras payını yönelik olarak satış yapılıp yapılmadığı hususunda dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların çelişkili, soyut ve yetersiz beyanlarıyla yetinilerek, taşınmazların bilinen ilk zilyedinin kim olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettikleri, taksim yahut satışa konu olup olmadıkları hususunda aktarma kararı verilmeden önce Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan hüküm vermeye yeterli olmayan araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile uzman fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, öncelikle dava dilekçesi ve ekindeki tüm belgeler hazır olanlara gösterilmek suretiyle, dava dilekçesi ve eki noter senetlerinde yazılı sınırlar yerel bilirkişilere tek tek okunarak bu sınırların zemin üzerinde gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından harita üzerinde işaretlenmeli, bu yolla genel mahkemeden Kadastro Mahkemesine aktarılan davanın kapsamı duraksamasız şekilde saptanmalı, aktarılan davanın kapsamında kalıp kadastro tespitlerinin yanılgı ile kesinleşmiş olduğu anlaşılan taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleştirilmesinin hukuksal bir değer taşımayacağı düşünülmeli; bu şekilde aktarılan davanın kapsamı belirlendikten sonra bu kez, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait oldukları, kimden kime, ne şekilde intikal ettikleri, kim tarafından hangi tarihten beri zilyet edildikleri, kök muris ..."nın ölümünden sonra mirasçılar arasında herhangi bir taksim, bağış ya da satış işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kimler arasında, hangi tarihte ve ne şekilde yapıldığı hususları etraflıca sorulmalı, davacının tutunduğu noter senetleri okunmak suretiyle hazır olanlardan içerikleri sorulup saptanmalı, özellikle davacının iddia ettiği taksim ve miras payının devrine ilişkin hususlar maddi olaylara dayalı biçimde açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı karar yerinde tartışılıp açıklanmalı ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, Kadastro Hakimi’nin doğru ve infaz sırasında duraksamaya neden olmayacak biçimde, infazı kabil hüküm oluşturmak zorunda olduğu, sicil oluştururken taşınmazın kim veya kimler adına ve hangi paylar oranında tescil edileceğinin açıkça gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, muris ... mirasçılarının kimlikleri ve payları belirtilmeksizin karar verilmiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.