Esas No: 2019/15646
Karar No: 2022/4809
Karar Tarihi: 18.04.2022
Danıştay 6. Daire 2019/15646 Esas 2022/4809 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/15646 E. , 2022/4809 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15646
Karar No : 2022/4809
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Belediye Başkanlığı/...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Burdur ili, Bucak ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın bulunduğu adadaki emsal değerinin 1.20'den 0.90'a düşürülmesine ilişkin Bucak Belediye Meclisinin ...tarih ve ...sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli 5. etap revizyon nazım imar planı ile ...aynı tarihli ...sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli 5. etap revizyon uygulama imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen dava ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; yerinde yaptrılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, dava konusu revizyon imar planları ile davacının taşınmazının da bulunduğu alan için öngörülen emsal değerinin 1.20'den 0.90'a düşürüldüğü, ancak alanın daha önce belirlenmiş emsal değerine göre kısmen yapılaştığı, plan revizyonu yapılmasını zorunlu kılan bilimsel, teknik ve nesnel gereklerin bulunmadığı anlaşıldığından emsal değerinin düşürülmesine ilişkin 1/5000 ölçekli ve 1/1000 ölçekli revizyon imar planlarına ilişkin dava konusu işlemlerde imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve teknikleri ile kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlık konusu alanda yapılan önceki imar planlarında yeterli sosyal donatı alanı ayrılmadan emsal artışı yapıldığı ve nüfus yoğunluğunun arttırıldığı, sosyal donatı alanlarını arttırmak amacıyla yapılan revizyon imar planı ile bölgesel bazda emsal değeri düzenlemesine gidildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Burdur ili, Bucak ilçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmaz bir önceki 1/5000 ölçekli nazım imar planında konut alanı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında E:1.20 maxh:13.00 m. yapılaşma koşullarında konut alanı olarak belirlenmiş, alanda ...tarih, ...ve ...sayılı Bucak Belediye Meclisi kararlarıyla 1/5000 ölçekli revizyon nazım ve 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planları onaylanmış, dava konusu taşınmazın konut alanı fonksiyonu 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planında korunmuş, 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında, konut fonksiyonu getirilmekle birlikte bulunduğu ada ve çevresinde yeterli sosyal donatı alanı olmadığından, yoğunluğun bölgede güneşlenme, hava sirkülasyonu, araç ve otopark ihtiyaçlarını olumsuz etkilediğinden bahisle taşınmaz ile çevresinde bulunan adaların yapılaşma koşulları E:0,90'a düşürülmüş, davacı tarafından E:1.20 yapılaşma oranının korunması gerektiği iddiasıyla dava konusu planlara askıda itiraz edilmiş, itirazın reddi üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "İmar Planı Revizyonu ve İlaveleri" başlıklı 25. maddesinin, 1. fıkrasında " İmar planlarının ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı durumlar ile üst kademe plan kararlarına uygunluğunun sağlanması amacıyla planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi için bu Yönetmelikte belirtilen ilke, esas ve standartlara uygun olarak imar planlarında revizyon yapılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerdeki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı, mali bilgiler, yörenin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında çeşitli kentsel işlevler arasında olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla hazırlanır ve bir bütünlük arz eder. İmar planlarında yapılacak değişikliklerin de bu esaslar gözetilerek gerçekleştirilmesi ve plan bütününü bozucu, donatı alanlarını azaltıcı ve yoğunluk arttırıcı nitelik taşımaması gerektiği açıktır. İmar planları ile önerilen fonksiyonların ise kesin kullanım türlerinin belirlenmesi, önerildikleri konumlara uygun olup olmadıklarının denetlenebilmesi, bu konuda eksiksiz ve yeterli bir anlatım içermesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile taşınmaza sadece "konut alanı" işlevi getirildiği ve konut alanı işlevinin de ilk defa dava konusu imar planları ile getirilmediği, 1992 yılından itibaren tüm imar planlarında taşınmazın konut işlevine ayrılmış olduğu, diğer taraftan gerek plan paftasında gerekse plan notlarında yapılaşma koşullarına yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik davacı tarafından ileri sürülen somut bir iddianın da olmadığı, esasen davacının konut işlevine ilişkin itirazının bulunmadığı, iddiaların taşınmazın yapılaşma koşullarına yönelik olduğu ve tamamının 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının konusunu oluşturduğu görülmektedir.
Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda da; dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında taşınmaza getirilen konut işlevinin, çevresiyle ve önceki planlama süreci ile uyumlu olduğu, taşınmazın konut kullanımına ayrılmasının planlama ilkeleri açısından sakıncasının bulunmadığı belirtildiğinden fonksiyon kararı yönünden dava konusu nazım imar planının şehircilik ilkeleri, planlama teknikleri ve kamu yararına aykırılık taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Uyuşmazlığa konu 1/1000 ölçekli uygulama imar planına gelince, planın revizyon niteliğinde olduğu, ada özelinde ya da parsel özelinde yapılan imar planı değişikliği olmadığı, bu nedenle plan bütünün ele alınması gerektiği, plan revizyonu gerekçesinde dava konusu alanda yoğunluğun azaltılması amacıyla yapılaşma koşullarında değişikliğe gidildiğinin belirtildiği, dava konusu taşınmaza uyuşmazlık konusu alandaki diğer parsellerden farklı yapılaşma koşullarının öngörülmesi durumunda ise plan ana kararlarının bozulacağı, bu durumda söz konusu taşınmazın uzun vadede çevresindeki taşınmazlara nazaran daha değerli hale geleceği, kamu yararından ziyade kişisel yararın ön plana çıkacağı ve çevresiyle uyumsuz yapılaşmalar meydana geleceği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan Mahkeme kararının gerekçesinde dava konusu taşınmazın çevresinde yapılaşmanın tamamlandığı ve bu durumun davacının imar haklarını olumsuz etkileyeceği belirtilmiş ise de mevcut yapıların ekonomik ömrü bittiğinde anılan taşınmazların davacı parseli ile aynı yapılaşma şartlarına sahip olacağı açıktır.
Bu durumda şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu anlaşılan imar planı revizyonlarının iptali yolundaki Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 18/04/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.