5. Hukuk Dairesi 2019/7319 E. , 2020/2321 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 17/12/2018 gün ve 2017/16335 Esas - 2018/25102 Karar sayılı ilama karşı davalılar vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkin davanın kabulüne dair karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine düzeltilerek onanmış; bu karara karşı, davalılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HUMK’nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde;
a-) Mahkemece, hükmedilen bedelin kararın kesinleştiğinde ödenmesine karar verildiği gözetilerek, yürütülecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiğinin düşünülmediği,
b-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından;
Davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17/12/2018 tarihli ve 2017/16335 Esas–2018/25102 Karar sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki Çakış Köyü 399 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada, tespit edilen kamulaştırma bedeline 16.09.2012 tarihinden, mahkemece hükmedilen bedelin kararın kesinleştiğinde ödenmesine karar verildiği gözetilerek, kesinleşme tarihine kadar yasal faiz işletilmesine hükmedilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde bedel faiziyle depo ettirilerek kararda bu bedelin kamulaştırma bedeli olarak gösterilmesi, fazla depo edilen bedelin iadesine karar verilmemesi ve bedelin 1 aylık vadeli hesaba yatırılarak nemalandırılmasına karar verilmesi,
2-) Davanın niteliği gereği kendini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a-) (2) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Kamulaştırma bedelinin 126.063,49 TL olarak tespitine, bu bedele 16.09.2012 tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar yasal faiz işletilmesine, bedelin davalı tarafa veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine, davacı idarece fazladan depo edilen 37.346,31TL’nin davacı idareye iadesine,) cümlesinin yazılmasına,
b-) (6) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına,
c-) Yeni bir bent olarak (Kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesaplanan 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı idareden alınarak davalılara verilmesine,) cümlesinin yazılmasına,
d-) Vekalet ücretine ilişkin (8) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalılardan peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.