17. Hukuk Dairesi 2016/8707 E. , 2019/2539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve katılma yolu ile davalı ... ve davalı .... vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekilincede duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 06.03.2019 Çarşamba günü davalı ... vekili Av. ... ile davalı .... vekili Av. ... ve davalı .... vekili Av. ... geldiler. Davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."nin işleteni, ... Sigorta A.Ş."nin ZMSS sigortacısı, davalı ..."in sürücüsü olduğu araç ile davalı ..."ın sürücü ... Sigorta A.Ş."nin ZMSS sigortacısı olduğu ve davacının da yolcusu bulunduğu motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını, iş göremez hale geldiğini, tedavi masrafı yapmak zorunda kaldığını belirterek 1.000,00 TL maddi tazminat ile 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27.09.2012 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 56.829,10 TL olarak ıslah etmiştir.
Davacı vekili, birleşen dava dosyasında içinde yolcu olarak bulunduğu aracın işleteninden de aynı nedenlerle ve aynı miktarda tazminat isteminde bulunmuş; yargılama sırasında davasını atiye terk ettiğini bildirmiştir.
Davalı ... vekili, kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığını belirterek reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, davacının hatır için taşındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili, davalı ..."ın şirket çalışanı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekilleri ayrı ayrı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; 42.960,20 TL sürekli işgörmezlik zararı, 1.145,32 TL geçici iş görmezlik zararı ve 1.357,45 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 45.462,97 TL"nin (davalı ... Sigota A.Ş. 22.052,76 TL, davalı ... Sigorta A.Ş."nin 22.052,76 TL"lik kısımdan sorumlu olmak üzere) olay tarihi olan 05.07.2004 tarihinden itibaren (davalı ... şirketleri yönünden dava tarihinden itibaren) işletilecek yasal faizle birlikte davalılardan müştereken ve mütelselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren belirlenen 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05.07.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizle birlikte davalılar ..., ... ve Denizbank A.Ş."nden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen dava yönünden, davanın atiye terki nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hükmün davalılar ..., ... ve Denizbank A.Ş. vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22/05/2014 gün ve 2013/7669 Esas 2013/8243 karar sayılı ilamı ile "davacının, reşit olmayan ehliyetsiz sürücünün aracına binmekteki müterafik kusuru nedeniyle BK’nın 44. maddesi uyarınca tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunda değerlendirme yapılması ve davalılar ... ile ... vekilinin ıslah edilen bölüme ilişkin davanın anılan davalılar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçeleriyle karar bozulmuş; dairemiz kararının davalı ... . vekili tarafından düzeltilmesi istenilmekle Dairemizin 29/06/2015 gün ve 2014/21892 Esas 2015/9278 karar sayılı ilamı ile "tazminat hesabı yapılırken mağdurun müterafik kusurundan dolayı hükmedilecek tazminatta yapılacak indirimin tartışılması sırasında davalı ...‘nin de nazara alınması gerektiği" gerekçesiyle karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmiş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı tarafın talep etmiş olduğu 750,00 TL miktarın, kaza tarihi olan 05.07.2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan birlikte alınarak (davalı ... Anonim Şirketinin belirtilen miktarın 250,00 TL kısmından ve dava tarihi olan 03.10.2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1.maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile sorumlu olduğu, keza davalı ... Anonim Şirketinin belirtilen miktarın 250,00 TL kısmından ve dava tarihi olan 03.10.2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1.maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile sorumlu olduğu göz önünde tutularak) davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı tarafın talep etmiş olduğu 3.000,00 TL miktarın kaza tarihi olan 05.07.2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile birlikte bir kısım davalı taraftan birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili, katılma yolu ile davalı ... vekili ve davalı ... Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Temyiz olunan mahkeme kararı davalı ... vekiline usule uygun şekilde 10.02.2016 tarihinde, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ise usule uygun şekilde 25.04.2016 tarihinde tebliğ edilmesine karşın karar, 15 günlük temyiz süresi ve 10 günlük katılma yolu ile temyiz süresi geçirildikten sonra 14.06.2016 tarihinde temyiz edildiğinden HUMK"nun 432. maddesi hükmü uyarınca davalı ... vekilinin temyiz isteminin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına,
delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Süresinde ve haklı olarak yapılan zamanaşımı def"i sadece onu ileri süren taraf lehine hukuki sonuç doğurur. Zamanaşımı definde bulunmayan davalı, diğer davalının öne sürdüğü zamanaşımı definden yararlanamaz.
20.01.2013 gün 2006/416-2013/48 sayılı önceki hükümde "davanın kısmen kabulü ile 45.462,97 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve mütelselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine; 4.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve Denizbank A.Ş."nden tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş; hüküm davalılar ..., ... ve Denizbank A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiş; dairemizce ... ve ... yönünden ıslah edilen bölüme ilişkin davanın anılan davalılar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği nedeniyle bozulmuştur.
Bu durumda mahkemece 20.01.2013 gün 2006/416-2013/48 sayılı önceki hüküm, davalılar ... ve ... dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmeyerek davalılar Denizbank A.Ş. ve diğer davalılar sigorta şirketleri yönünden kesinleştiğinden bu davalılar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ayırım yapılmaksızın tüm davalıları kapsayacak şekilde, davacı vekilinin talebini açıkladığı 10.02.2008 tarihli dilekçesi dikkate alınmaksızın davanın kısmen kabulü ile, 750 TL"nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, davacı tarafın 2012 yılında davayı ıslah etmesi nedeniyle davacı tarafın maddi tazminat talebinin ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımına uğraması nedeniyle fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Mahkemece; davacının sürücünün ehliyetsiz olduğunu bildiği araca binmesi nedeniyle müterafik kusurunun olduğunun kabulü doğru ise de bu nedenle %25 oranında yüksek bir oranda indirim yapılması doğru olmayıp Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre %20 müterafik kusur indirimi yapılması için hükmün bozulması gerekmiştir.
5-Kabule göre, reddedilen miktarlar icin hükmedilecek vekalet ücretinin davalıların tamamı lehine değil, bu konuda savunma yapan davalılar lehine hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yalnızca davalı yararına şeklinde hüküm kurulması da isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının süre yönünden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."A.Ş., ... ve davacıya geri verilmesine, 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.