Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2011/194
Karar No: 2011/282

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2011/194 Esas 2011/282 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2011/194 E.  ,  2011/282 K.
  • MADDI HASARIN DAVACI SIGORTA ŞIRKETINCE ÖDENMESI NEDENIYLE AÇILAN RÜCUEN TAZMINAT HK.
  • TELGRAF VE TELEFON KANUNU(MÜLGA) (406) Ek Madde 1

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

           

            Davacı            : A.O. Sigorta A.Ş.

            Vekilleri          : Av. A.Ç. – Av. S.S.

            Davalılar         : 1- Büyükçekmece Belediye Başkanlığı

            Vekili              : Av. N.Ö.      

                                     2- Karayolları Genel Müdürlüğü

                                     3- T.T.A.Ş.

            Vekili              : Av. M.S.

            O L A Y          : Davacı şirkete 17307527 poliçe numarası ile sigortalı bulunan Ö.Y. Tur Turizm Sey. San. ve Tic. Ltd. Şti. nin maliki Cevat Karatay’ın sürücüsü bulunduğu 34 TH 9522 plakalı sigortalı aracı ile 22.12.2008 tarihinde Esenyurt Büyükçekmece 19 Mayıs Caddesi üzeride seyir halinde iken 954. sokağı döndüğü esnada yolun solunda bulunan T.T.m’a ait telefon direğine çarpması sonucu maddi hasarlı ve tek taraflı trafik kazası meydana gelmiştir.

Maddi hasarlı trafik kazası sonucu, davacı sigorta şirketince sigortalıya 3.843,03 TL ödemede bulunulmuştur.

Davacı, ödenen bu zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle davalı idarelere yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine idari yargı yerinde 9.10.2009 tarihinde dava açmıştır.

Davalı T.T.A.Ş. vekilince birici savunma dilekçesinde, davanın haksız fiil niteliğinde bir dava olması nedeniyle uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

İSTANBUL  4. İDARE MAHKEMESİ: 28.10.2010 gün ve  E:2009/1665 sayı ile, maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı sigorta şirketi"nce ödendiği belirtilen 3.843,03 -TL bedelin hizmet kusurları olduğu gerekçesiyle tazmin edilmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda davalı idarenin kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi için tek taraflı hareket etme, karar alma yetkisini kullanarak tesis ettiği işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle karar vermiştir.

Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yönünde başvurulması üzerine dilekçe, dava dosyasıyla birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi"nin kurulduğu, 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu"nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa"yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetlerin, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü"nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetlerinin ise “T.T.Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırıldığı, 27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa"nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, "T.T.m, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu iktisadi teşebbüslerinin kuruluş, teşkilat ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat T.T.m"a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır" denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve "T.T.m, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat T.T.m"a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır" hükmünü aldığı, 406 sayılı Yasa"nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde "T.T.m; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür." denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendinde 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede "Ancak, T.T.m"daki kamu payı %50"nin altına düştüğünde, T.T.m"un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur" denilmiş; 4502 sayılı Yasa"nın Geçici 3. maddesi ile de T.T.A.Ş"nin 233 sayılı KHK."nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarıldığı, T.T.A.Ş"deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden %55"i, Bakanlar Kurulunun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı "T.T.Anonim Şirketi (T.T.m)"nin %55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına ilişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) O. Telekomünikasyon A.Ş"ne satılmış, davalı şirketin, 14.11.2005 tarihinden itibaren; bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan T.T.m"un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50"nin altına düşmesi ile birlikte olay tarihi itibariyle kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olmadığı, özel hukuk hükümlerine tabii oluğu, olaya bakıldığında, idari bir eylem ya da işlemden doğmuş bir zarar söz konusu olmayıp, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücu davası olup, sigorta şirketi zarara neden olan davalı şirketin haksız eylemi nedeniyle zarar gören sigortalısına ödediği tazminatı sigortalısının ardılı sıfatıyla rücuen zarar veren davalıdan istediği, ödenen tazminatın rücuen davalıdan tahsilinin istenmesine, tazmin yükümlülüğünün saptanmasına ilişkin bulunan davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu, bu nedenle İzmir 2. İdare Mahkemesi"nin görevlilik kararının kaldırılmasına, 2247 sayılı Kanun"un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar verilmiştir.

            Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; T.T.mdaki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55"i Bakanlar Kurulunun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı kararı uyarınca 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile O. Telekomünikasyon AŞ"ne satılarak sermayesindeki kamu payının % 50"nin altına düşmesi ile birlikte T.T.mun kamu kurumu olma niteliğini yitirerek özel hukuk tüzel kişiliğine dönüştüğü, olayda; kasko sigorta poliçe ile sigortalanan aracın, T.T.ma ait telefon direğine çarpması sonucunda meydana gelen tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasında oluşan zarar miktarını araç sahibine (sigortalısına) ödeyen davacı Sigorta Şirketinin; sigortalısının ardılı sıfatıyla ödemede bulunduğu miktarın, tarafına ödenmesi istemiyle dava açtığının anlaşıldığı, bu haliyle dava; Kasko Poliçe Sözleşmesi ile kasko sigortalı olan aracın yaptığı tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasında oluşan zarar miktarını sigortalısına (araç sahibine) ödeyen davacı Sigorta Şirketinin, araç sahibine ödediği bu tutarın davalıdan tahsili için açılmış rücu davası niteliğinde olduğu, özel hukuk çerçevesinde olan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün ise, adli yargı yerlerinin görev alanına girdiği bu nedenle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca,  2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca yapılan, başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 19.12.2011 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalılardan T.T.m A.Ş. vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, davalılardan T.T.m A.Ş. yönünden çıkarılan olumlu görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirket tarafından Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanan aracın 22.12.2008 tarihinde T.T.ma ait telefon direğine çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasında oluşan zarar için, araç sahibine ödenen miktarın yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

1953 tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasa’yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, “T.T.Anonim Şirketi (Şirket)” tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa’nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, “T.T.m, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat T.T.m’a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır” denilmiş; anılan fıkra hükmü, 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve “T.T.m, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat T.T.m’a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır”; Ek 29. maddesinin 3.7.2005 gün ve 5398 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, “T.T.m hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; T.T.mda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır…” denilmiştir.

Öte yandan; 406 sayılı Yasa’nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, “T.T.m; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür” denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, “Ancak, T.T.m’daki kamu payı %50’nin altına düştüğünde, T.T.m’un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur” denilmiş; 4502 sayılı Yasa’nın Geçici 3. maddesi ile de T.T.A.Ş., 233 sayılı KHK’nin ekindeki “B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan T.T.m’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Özelleştirme kapsamında bulunan T.T.A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı   “T.T.Anonim Şirketi (T.T.m)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile (6.550.000.000 USD. bedelle) O. Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılmıştır.

Olayda; kasko sigorta poliçe ile sigortalanan aracın, T.T.ma ait telefon direğine çarpması sonucunda meydana gelen tek taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasında oluşan zarar miktarını araç sahibine (sigortalısına) ödeyen davacı Sigorta Şirketinin; sigortalısının ardılı sıfatıyla ödemede bulunduğu miktarın, tarafına ödenmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            “a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

            c) (Değişik : 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre,  iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan T.T.A.Ş."nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesinin Görevlilik Kararının kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç         : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 28.10.2010 gün ve E:2009/1665 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 19.12.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  
Abaküs Ya<ılım

Bu Site, Yüksek Yargı Kararlarına Herkesin "ÜCRETSİZ, KOLAY ve HIZLI" erişim hakkı olduğuna inandığımız için her zaman ÜCRETSİZ olacaktır.

Copyright ©2023 www.ictihatlar.com.tr. Tüm Hakları Saklıdır.


Avukat Web Sitesi