Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - tehdit - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/2137 Esas 2019/13494 Karar Sayılı İlamı
14. Ceza Dairesi Esas No: 2019/2137 Karar No: 2019/13494 Karar Tarihi: 23.12.2019
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - tehdit - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/2137 Esas 2019/13494 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, suça sürüklenen çocuğun çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkum edilmesine karar verildi. Ancak, tehdit suçundan açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebileceği vurgulandı. Yapılan incelemeler sonucunda suçun çocuk tarafından işlendiği tespit edildiği ve hükmedilen cezanın kanuni sınırlar içinde olduğu belirtildiği için verilen ceza onandı. Ancak, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuyla ilgili olarak suç vasfında yanılgıya düşüldüğü ve eylemin teşebbüs olarak değil, çocuğun cinsel istismar suçu oluşturduğu belirtildiği için hüküm bozuldu. Kanun maddeleri olarak ise, CMK'nın 231/5. ve 231/12. maddeleri, 5237 sayılı TCK’nın 103/1. ve 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddeleri anıldı.
14. Ceza Dairesi 2019/2137 E. , 2019/13494 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet, tehdit suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi. Suça sürüklenen çocuk hakkında tehdit suçundan dolayı 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve anılan karara yönelik temyiz istemi CMK"nın 264. maddesi hükmü de gözetilerek itiraz kabul edilip, bu konuda gerekli kararın mahallinde merciince verilmesi gerektiği anlaşıldığından, incelemenin çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü: Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; isnat edilen suçun, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğinin belirlendiği, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükmün ONANMASINA, Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Mağdurenin aşamalardaki beyanları, tanık ifadeleri, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında suça sürüklenen çocuğun, olay tarihinde mağdureyi kolundan tutarak yere düşürmeye çalışması şeklindeki eylemde nitelikli cinsel istismar suçunun icrai hareketlerine başlamadığı, niyetini ortaya koymuş olmasının eylemin icrai hareketlerinin başladığını göstermeyeceği ve o ana kadar gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesinde düzenlenen çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli cinsel istismar suçuna teşebbüsten karar verilmesi, Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.