21. Hukuk Dairesi 2017/982 E. , 2018/7369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
K A R A R
A)Davacı İstemi:
Davacı vekili; davacının 01/06/1981-01/05/1982 tarihleri arasında davalılara ait iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin 01/06/1981 tarihi olarak tespit edilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... ve ... cevap dilekçelerinde özetle; iki kardeş birlikte 1981-1982 tarihlerinde radyo imalatı üzerine bir işyerlerinin bulunduğunu, davacının kısa bir süre yanlarında çalıştığını, çalışmaya başladığında işe giriş bildirgesini SGK"ya verdiklerini, davacının 1-2 ay çalıştığını, davacının iddia ettiği şekilde 11 ay çalışmasının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 64. Maddesi ile 5521 sayılı Yasanın 7. Maddesine eklenen fıkra hükmüne göre husumet itirazında bulunduklarını, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, esas yönünden ise; davanın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtlanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; "Davacının talebi, davalı işverenlerin tevilli ikrarı ve kesinleşen dosya ile davalılara ait işyerinde 01/08/1980 tarihinden itibaren çalışmaya başladığı anlaşılan ... ile diğer davacı tanıklarının beyanları gözetilerek ve davalıların ve Kurumun çıraklık sözleşmesi ibraz etmediği gibi tanık beyanlarına göre davacının üretime katıldığı da anlaşılmakla, kurumda davalılar... ve ... adına işlem gören 27179 sicil nolu iş yerinde 01/06/1981-01/05/1982 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine karar vermek gerekmiş, çalışmasının 01/04/1984 tarihinden sonra olması nedeniyle sigortalılık başlangıcının 506 Sayılı Yasanın 60/G maddesi uyarınca 18 yaşını doldurduğu 28/04/1987 tarihi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davalı kurum vekili; davanın kamu düzenini ilgilendirdiğini, dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olduğunu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince; Davacının davalılara ait işyerinde 01.06.1981-01.05.1982 tarihleri arasında hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı işe giriş bildirgesi, dinlenen bordro tanığı ve diğer tanık beyanları, davalıların dolaylı anlatımlarıyla subut bulmaktadır.
Ancak; 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde “bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edilir” hükmü öngörülmüştür. Maddedeki “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tâbi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 28.04.1969 doğumlu olan davacı yönünden tespite konu 01.06.1981-01.05.1982 dönemi davacının 18 yaşını ikmal ettiği 28.04.1987 tarihinden öncesine ilişkin olduğundan, tespite konu çalışmanın sadece prim ödeme gün sayısına dâhil edileceği açıktır.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/son ve 389’uncu (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297) maddeleri uyarınca taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların birer birer, şüphe ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde hüküm fıkrasında gösterilmesi zorunludur.
Bu nedenle HMK 353/1-b maddesinin 2. Alt bendi nazara alınarak davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 28/04/1987 olduğunun ve davacının davalılar ... ve ... adına işlem gören ... sicil nolu iş yerinde 01/06/1981-01/05/1982 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalıştığının ve bu süreler yönünden ödenecek sigorta primlerinin prim ödeme gün sayısının hesabına dahil edilmesi gerektiğinin tespitine" şeklinde düzelterek yeniden hüküm kurmuştur.
E)Temyiz:
Davalı ... :Tanık ifadelerinde çalışma şekli tam ifade edilmediğini, tanık ifadelerinin çelişkili olduğunu, davacının çalışmasını gösterir belge bulunmadığını Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 28.04.1969 doğumlu olduğu, davalı işyerinden davacı adına 01/06/1981 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, işyerinin 01.04.1980 - 30.04.1985 tarihleri arası yasa kapsamında olduğu, uyuşmazlık konusu 1981 ve 1982 yıllarına ait bazı dönem bordrolarının getirildiği, anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre sigortalılık niteliği, hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinileceği düzenlenmiştir. 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 3/II-B maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun 35"inci maddesi hükümleri uygulanmaz” hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, davacının tespit istenen dönemde 12 yaşında olduğu , davacının yaşı itibari ile radyo imalatında çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilmeden davacının üretime yönelik mi eğitim nitelikli mi çalıştığı araştırılmadan ve iki farklı tanık ifadelerinde geçen “1981 yılında ve 1983 yılında çalışmaya başladı” şeklindeki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, öncelikle davacının davalı işyerinde nizalı dönemde çalışma ilişkisinin belirlenmesi amacıyla, çıraklık sözleşmesi düzenlenip düzenlenmediğini araştırmak, çalışmanın eğitim nitelikli mi, üretime katılarak mı gerçekleştiğini belirlemek, bunun dışında ihtilaflı döneme ait dönem bordrolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak ve tanık ifadelerindeki çelişkiyi gidermek, davacının işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıp katılmadığını veya meslek ve sanat eğitimi alıp almadığını, davacının üretime yönelik çalışmasının hangi tarihte ve ne şekilde başladığını açık ve net şekilde belirlemek ve davacının 12 yaşında olduğu ve yapılan işin niteliği de dikkate alınarak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davacının yaşı itibari ile çırak olup olmadığı değerlendirilmeden hizmet tespiti ve sigorta başlangıcına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı ... tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASI gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.