12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/25999 Karar No: 2014/31653 Karar Tarihi: 25.12.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/25999 Esas 2014/31653 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/25999 E. , 2014/31653 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Tokat İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/06/2014 NUMARASI : 2014/104-2014/178
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak borçlular hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlu S.. B.."na örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun kısmi itirazı sonucu takibin tümden durdurulduğu ve alacaklının İİK"nun 62/4. madesi uyarınca icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararının iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde; "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir..." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu biçim, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir; aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/6-18 esas-2011/30 karar sayılı, 19.6.1991 gün 323/391 sayılı; 10.9.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları). Somut olayda, borçlulardan S.. B.."nın yasal süresi içinde sunduğu 03.03.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile borca kısmi olarak itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin tamamen durdurulmasına karar verilmesi üzerine alacaklının İİK"nun 62/4. maddesi uyarınca icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararının iptali istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra mahkemesince, "davalı borçlu yönünden takibin tamamen durdurulmasına ilişkin kısma dair icra müdrülüğü kararının iptaline, davalı borçlunun itiraz etmiş olduğu kısımlar yönünden takibin durdurulmasına, bakiye yönünden takibin devamına karar verilmesi gerektiğinden icra müdürlüğünce bu doğrultuda işlem tesis edilmesine", şeklinde karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur. O halde mahkemece, HMK"nun 297/2. maddesi gözeltilmek suretiyle infazı mümkün ve anlaşılabilir nitelikte taleple ilgili karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.