Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/277
Karar No: 2021/1750
Karar Tarihi: 01.03.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/277 Esas 2021/1750 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/277 E.  ,  2021/1750 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR
    Davacı vekili, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Beldesi Türkbükü İncilipınar mevkiinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaz ve deniz yüzeyinde idarece yapılan denetim ve tespitler neticesinde davalı tarafından beton dolgu iskele, mendirek, ... döşeme iskele, mendirek oturma terası, ... kaplı şemsiye şezlong alanı, beton dolgu yapılmak ve kullanılmak suretiyle işkal edildiğinin tespit edildiğini belirterek davalının kıyı kenar çizgisi ve deniz yüzeyine müdahale ettiğini iddia ederek davalı tarafın kıyı vasfındaki alana yönelik müdahalelerinin men-ine, üzerindeki muhdesatların kal-i ne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde: davalının Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne iskele ve dolgu imar planı için müracaat ettiğini ve kabul edildiğini, gerekli ecrimisillerin ödendiğini ve ödenmeye de devam edildiğini, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece verilen ilk kararda, davalının kıyı-kenar çizgisi içerisindeki alana muhtesat yaptığının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25.1.2012 tarihli ve 2011/11943 Esas, 2012/507 Karar numaralı ilamıyla, 3621 sayılı Yasa"nın 6. maddesinin ilk fıkrasında; kıyılarda ne tür yapılanmanın mümkün olmadığı belirtilirken, 2. fıkrasında ise bu yerlerde uygulama imar planı gereğince iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım…. gibi yapı ve tesislerin yapılabileceği kabul edildiği, anılan madde hükmünde de vurgulandığı üzere, sözkonusu yapılanmanın hukuken korunabilmesi, kıyıda uygulama imar planının karar altına alınması ve uygulamaya geçilmesi ile mümkün olduğu, diğer taraftan “doldurma ve kurutma yoluyla, arazi ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar” başlıklı 7. maddesinde, denizden doldurma ve kurutma yapmak bir takım usulü işlemlere ve izinlere bağlandığı, davaya konu yapılanma bakımından Kıyı Yasası"nın yukarıda değinilen hükümleri çerçevesinde tüm koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, açılan davanın kabulü ile davalının ... İlçesi, ... Beldesi, mevkiinde yer alan ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan 10.04.2019 havale tarihli bilirkişi ekli kroki 2"de belirtilen alanlara müdahalesinin men"ine ve kal"ine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
    Somut olayda, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, İncirpınar mevkiinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmaza davalıc tarafça beton dolgu iskele, mendirek, ... döşeme iskele, mendirek oturma terası, ... kaplı şemsiye şezlong alanı, beton dolgu yapılmak sureti ile müdahalede gerekçesiyle müdahalelerinin men-i ne, üzerindeki muhdesatların kal-inin talep edildiği, Milli Emlak Müdürlüğü"nün 12.06.2017 tarihli ve 3520 sayılı yazısından davalının dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kalan mevcut yapılar için izin başvurusu talebinde bulunduğu, Defterdarlık Makamının 08.03.2017 tarihli ve 7344 sayılı olur"u ile ihaleye çıkarma için gerekli onayın verildiği, Müdürlükçe 04.05.2017 tarihinde ihaleleri yapılarak sözleşmelerin imzalandığı, söz konusu alanlara ilişkin 23.05.2017 tarihli 02489 no"lu ve 09.06.2017 tarihli 02909 no’lu ön izin sözleşmelerinin dilekçe ekinde gönderildiği, mahkemece bilirkişi heyetince tespit edilen kıyı kenar çizgisi içerisinde ve ön izin sözleşmesinin dışında kalan dikkate alınarak hazırlanan 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporundaki ekli kroki 2"de belirlenen tespitler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, Anayasa"nın 43 ve 3621 sayılı Kıyı Yasası"nın 5. maddesine göre kıyılar; Devlet"in hüküm ve tasarrufu altındadır, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Deniz, göl ve akarsu kıyıları ile deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmakta, öncelikle kamu yararı gözetilir. 4. madde hükmüne göre Kıyı çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgi, Kıyı Kenar çizgisi: Kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınır, Kıyı ise: Kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alandır. Aynı Kanun’un, Doldurma ve Kurutma Yoluyla Arazi Kazanma ve Bu Araziler Üzerinde Yapılabilecek Yapılar başlıklı 7. maddesinde; “Kamu yararının gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir. Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen teklifi, valilik görüşü ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilir. Bakanlık, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; 12.03.1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki planlar, anılan Kanun"un 7. maddesine göre ve 4737 sayılı Kanun kapsamında kalan alanlardaki planlar ise anılan Kanunun 4/A, 4/C ve 4/Ç maddelerine göre tasdik edilir. Doldurma ve kurutma işlemleri yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yapılır. Bu araziler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, özel mülkiyet konusu olamaz. Bu alanlar üzerinde 6. maddede belirtilen yapılar ile yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanları düzenlenebilir” hükmü getirilerek, dolgu suretiyle elde edilen alanların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu açıklanmıştır. TMK"nin 999. maddesine göre de; özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz, tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tâbi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.
    Eldeki dava, kıyı kenar çizgisi nedeniyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddia edilen taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazın idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi uygulanarak belirlenen çizginin içerisinde kalan bölümler için elatmanın önlenmesine ve kal"e karar vermesi gerekirken bilirkişi heyetince tespit edilen kıyı kenar çizgisi içerisinde ve ön izin sözleşmesinin dışında kalan alanlar dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Her ne kadar Mahkemece, ... Kaymakamlığı’nın 12.06.2017 tarihli yazısına göre, dava konusu için bilirkişi heyetince tespit edilen kıyı kenar çizgisi içerisinde ve ön izin sözleşmesinin dışında kaldığı 14.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edilerek belirlenen bölümler için davanın kabulüne karar verilmiş ise de, az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan söz konusu alanlar, herhangi bir anlaşmaya tabi olamayacaktır.
    Hal böyle olunca, Mahkemece, taşınmazın idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi içinde kalan bölümleri belirlenerek oluşacak sonuca göre davacı tarafın müdahaleli olduğu iddia edilen alanlara ilişkin taleplerinin Anayasa"nın 43 ve 3621 sayılı Kıyı Yasası"nın 5. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeler ile davanın kabulüne kararı verilmesi doğru olmamıştır.
    Bozma nedenlerine göre davacı vekilinin vekalet ücreti ile davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelen temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek duyulmamıştır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi