23. Ceza Dairesi 2015/581 E. , 2015/1512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın olay tarihinde şikayetçinin mağaza müdürü olarak görev yaptığı işyerine gelerek kendisini bir firmanın yetkilisi... olarak tanıtıp, 3 adet güneş gözlüğü beğendiği, bir müddet işyerinde oyalandığı, şikayetçi ile birlikte çay içtiği, bu şekilde şikayetçi nezdinde güven oluşturduktan sonra üzerinde nakit olmadığını, dağıtımdaki arkadaşlarından alarak daha sonra yollayacağını beyan etmek suretiyle toplam değeri 750 TL olan 3 adet ... marka güneş gözlüğü alıp işyerinden ayrıldığı, bilahare sanığın güneş gözlüklerini 180 TL karşılığında ... isimli kişiye sattığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın üzerine atılı suçu kabule dayalı savunmasına, şikayetçi beyanına, teşhis tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; yerel mahkemenin sanığın atılı suçtan mahkumiyetine yönelik kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 27/10/2009 tarih ve 2009/6-132 Esas ve 2009/251 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı Kanun"un 168. maddesinde yer alan “etkin pişmanlık” hükmünün uygulanabilmesi için, sanığın bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerektiği, 5237 sayılı Kanun"un 168. maddesi tazminden çok “pişmanlık” esasına dayanmakta olup, pişmanlık sonucu olan iade ve tazminin önem taşıması nedeniyle iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi gibi hallerde sanığın etkin pişmanlığından
söz edilemeyeceği, somut olayda, sanığın üzerine atılı suç nedeni ile kolluk görevlilerince yakalandıktan sonra söz konusu gözlükleri ... isimli kişiye sattığını söylediği, bunun üzerine suça konu bu gözlüklerin adı geçen kişiden teslim alınarak şikayetçiye teslim edildiği, buna göre somut olayda etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı dikkate alınmadan sanık hakkında TCK"nın 168. maddesi gereğince indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 60 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "60 GÜN", "20 GÜN", "16 GÜN" ve "20x16=320 TL" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "1 GÜN", "1 GÜN" ve "20 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.