17. Hukuk Dairesi 2016/6124 E. , 2019/2516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacıların desteği ...’ın yolcu olarak bulunduğu dava dışı ...’ın sevk ve idaresindeki araçın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında ...’ın vefat ettiğini, davacı ... ..."un boşandığı ancak beraber yaşadığı eşi, diğer davacıların ise babası olan murislerinin ölümü ile maddi ve manevi zarara uğradıklarını ve destekten yoksun kaldıklarını belirterek davacı eş ... için 2.000,00 TL, çocukları ... ve ... için ayrı ayrı 1.500,00 TL maddi tazminat, olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminat ile çocukları ... ve ... için ayrı ayrı 40.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketini poliçe dahilinde sorumlu tutarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; davacıların murislerinin bulunduğu aracın hızlı bir şekilde arkadan çarptığını bu şekilde gerçekleşen kazada davacıların murisinin asli kusurlu olduğunu, dava da belirlenecek tazminatlarda kusur oranlarının dikkate alınması gerektiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, kazaya karışan aracının davalı trafik sigortacısı dışında ... Sigorta ya da kasko sigortalı olduğunu belirerek ihbarı ile ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracın müvekkili nezdide trafik sigortasının olduğunu, davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını, müvekkili şirketin manevi tazminattan sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... aşamalardaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı ... ...’un murisle boşanmış olmaları desteğinden yararlandığına ilişkin kanaat oluşmadığı gerekçesi ile Davacı ... yönünden maddi ve manevi tazminat davalarının reddine, davacılar ... ve ... ...’ın destekten yoksun kalma zararlarının karşılanması nedeniyle ... ve ... ... yönünden maddi tazminat davasının reddine, ... için 9.000,00 TL ... için 9.000,00 TL olmak üzere 18.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...’tan kaza tarihinden itibaren işeyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde müteveffa ile davacı ... ...’un resmi olarak boşandıklarını ancak birlikte yaşadıklarından bahisle müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı için maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemece, dinlenen tanık beyanları, emniyet araştırması neticesi, davacı ...’in vekiline verdiği vekaletnamedeki adresi, müteveffa ile davacı ... arasında görülmüş olan anlaşmalı boşanma davası dikkate alındığında davacı ... ...’un destek tazminatı talep edebileceği, müteveffanın bu kişiye de destek olduğunun kabulü ile ... hakkında da destek tazminatına yönelik hesaplama yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2- 6098 sayılı TBK."nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminat tutarlarının bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 05/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.