3. Hukuk Dairesi 2017/13644 E. , 2018/314 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı kurum tarafından sayacın ekranının karardığının tespit edilmesi nedeniyle, asıl davada 26.993,30 TL; birleşen davada ise, 58.048,40 TL endeks esaslı olmayan ek tahakkuk bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 22.542,84 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; süresi içinde taraflarca temyiz olunmuştur.
Dairemizce, mahkemenin kararı ‘…davacı ile davalı arasında 05/06/2009 tarihinde tarımsal sulama tesisi abonelik sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı kurum tarafından, asıl davada, 2010/05.dönem için 26.993,30 TL endeks esaslı olmayan tahakkuk; birleşen davada ise, 2011/02.dönem için 58.048,40 TL endeks esaslı olmayan tahakkuk yapılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, sayaç arızalanarak tüketim kaydetmediği dönemler için, sayaç çalışır hale geldikten sonra okunan değerler üzerinden ortalama tüketim miktarı göz önüne alınarak hesaplama yapılmasının uygun olduğu açıklanmasına rağmen, raporda hesaplamanın hangi veriler esas alınarak yapıldığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. ... 19.maddesine göre, sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde öncelikle varsa davacının aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzudur. Mahkemece benimsenen rapor yetersizdir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının dolayısıyla davacının borçlu olmadığı miktarın bu şekilde belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir….’ gerekçesiyle bozulmuştur; mahkemece, bozma ilamına uyarak yaptığı yargılama sonucunda; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kabulüne; birleşen davanın kısmen kabulü ile, 57.619,22 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulmakla birlikte bozma doğrultusunda işlem yapılmamıştır. Zira, ... 19. maddesine göre; sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde, varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri (aboneliğin başlangıcından tahakkuk tarihine kadar olan geçmiş dönem tüketimleri)dikkate alınarak; yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak hesap yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece benimsenen rapor yetersizdir.
O halde; mahkemece, dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin, davalının itirazlarını da karşılayacak şekilde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 19. maddesine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.