12. Ceza Dairesi 2016/7011 E. , 2019/1543 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, Dolandırıcılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan tüm sanıklar hakkında,dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ... hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve dolandırıcılık suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Katılan vekilinin, sanıklar ... ve ..."ın dolandırıcılık suçundan beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
“Mağdur” kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında, “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65-69, 22/10/2002 gün ve 234-366, 04/07/2006 gün ve 127-180, 03/05/2011 gün ve 155-80, 21/02/2012 gün ve 279-55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında, “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41-54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edildiği anlaşılmakla;
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan zarar gördüğünden davaya katılmasına karar verilen Kültür ve Turizm Bakanlığının, dolandırıcılık suçundan tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunmaması karşısında, katılan vekilinin, anılan suçtan sanıklar ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;
Suça konu bir adet kadın heykeli ile bir adet mozaik pano üzerinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olup olmadıkları tereddütsüz şekilde belirlenmemiş ise de, sanığın, heykeli ve panoyu görmeden kolluk kuvvetlerince yakalanmış olması, sanık ... ile suça konu varlıkları satın alma ya da satışına aracılık için kabul etme hususunda anlaşmaya vardığına dair adı geçen sanığın beyanları dışında delil bulunmaması karşısında, beraat hükmünün netice itibariyle isabetli olduğu değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığı, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suça konu bir adet kadın heykeli ile bir adet mozaik panonun, 2863 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca müzeye teslimine dair hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, belirtilen hususta herhangi bir karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasına beşinci paragraf olarak, “Suça konu bir adet kadın heykeli ile bir adet mozaik panonun, 2863 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca müzeye teslimine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin hükmün incelenmesinde ise;
Sanıklara isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemler, 2863 sayılı Kanunun 67/2 ve 74/1. maddelerinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suçlar, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem, 25/09/2009 tarihli sorgu olup, anılan tarihten itibaren 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK"nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının DÜŞMESİNE, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.