Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/231
Karar No: 2019/2513
Karar Tarihi: 05.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/231 Esas 2019/2513 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/231 E.  ,  2019/2513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın, diğer davalı ...Ş.’ye zorunlu trafik sigortalı ve muris ...’in sürücüsü, murisler ... ve...’ın yolcusu olduğu araç ile karıştığı trafik kazası sonucu murislerin vefat ettiğini, murislerin davacı çocuk ...’ın anne, baba ve kardeşi olduğunu, davacı çocuk ...’ın aynı araçta yolcu olup yaralandığını, davacı çocuk ...’ın en az %50 oranında engelli bir çocuk olup sürekli özel bakım ve eğitime ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle anne ve baba murislerin desteğinden ömür boyu yoksun kaldığını, muris ...’in muvazzaf asker olduğunu, davacılar ... ve ...’nin ise murislerin anne, babası, kayınpederi, kayınvalidesi, dedesi, babannesi olduğunu, davacı ...’ın hem yaralanması, hem tüm ailesini kaybetmesini nedeniyle, diğer müvekkillerinin murislerin ölümü nedeniyle elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı çocuk ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 30.000,00 TL manevi tazminat, davacılar ... ve ... için ayrı ayrı
    15.000,00’er TL manevi tazminatın (davalı ... şirketleri manevi tazminattan sorumlu değil) kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini davacı ... için 115.838,56 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalılar ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ... "in davasının kabulü ile 115.838,56 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, bu miktara sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren, diğer davalılar için ise olay tarihi olan 29/04/2010 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, avans faizine ilişkin talebin reddine, (Davalı ... şirketlerinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına), davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı ... için takdiren 20.000,00 TL, ... ve ... için 10.000,00"ar TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/04/2010 tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ve avans faizine ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza tarihinin 29/04/2010 olmasına, ceza zamanaşımının dolmamış olmasına, davanın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre açılmış olmasına, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketi sorumlu olacağına (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 esas,2013/74 karar sayılı, HGK"nun 18.11.2015 gün ve 2014/17-691 Esas-2015/2626 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre, davalı ... vekilinin sair ve davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
    Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
    Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönemde asgari ücretin esas alındığı belirtilmiş olup pasif dönemde asgari geçim indirimi yapılıp yapılmadığı açık olmadığından rapor denetime elverişli değildir. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden ve bu husus hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık olmadığından mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
    3-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen
    tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece her bir davacı bakımından manevi tazminata ilişkin talep kısmen reddolduğu halde, davalı ... lehine ayrı ayrı vekalet ücreti yerine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 438/7 maddesi uyarınca manevi tazminat hükümlerinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair ve davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile maddi tazminat hükmünün davalı ... lehine BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile manevi tazminat yönünden vekalet ücretine ilişkin olan (7) nolu hüküm fıkrasındaki "davacılardan" ibaresi çıkartılarak yerine "davacı ...’tan, 1.500,00 TL ücreti vekaletin davacı ...’den, 1.500,00 TL ücreti vekaletin davacı ...’dan" ibarelerinin yazılmasına ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 5.962,39 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...Ş."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 05/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi