16. Hukuk Dairesi 2019/3887 E. , 2019/6170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacının tutunmuş olduğu satıcılarına ve miras bırakanına ait 1937 tarih ve 92 nolu vergi kaydının yöntemine uygun olarak uygulanması, sınırlarda yazılı olan tüm isim ve yerlerin zeminde duraksamaya mahal bırakmayacak biçimde kapsamlı olarak alınacak beyanlarla belirlenmesi, ayrıca, o kişilere ait kayıtlar ya da parseller varsa bu yönü kim (dava konusu taşınmaz) ve ne okuduğunun gösterilerek teyit edilmesi, sözü edilen kaydın dava dışı parsellere revizyon görüp görmediğinin tespit edilmesi, revizyon görmemiş olup nizalı yerin bir kısmına uyduğunun belirlenmesi halinde şahıs sınırlarından ve güneydeki ... Kasabası"na ait taşınmazlar sınırından başlayarak irtibat kesilmeksizin 30 dönümlük bölümün belirlenmesi, bu kısmın ifrazı mümkün ise ayrı bir parsel olarak iptal ve tesciline karar verilmesi, ifrazının mümkün olmaması halinde ise paylı olarak tesciline karar verilmesi; aksi halde ise davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne çekişmeli 101 ada 690 numaralı parselin fen bilirkişisi ... "un 25.12.2013 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 30.000 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile iptal edilen kısmın hisseye isabet eden oran ile davacı ... tesciline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın 3 hududu, orman vasfıyla Hazine adına kayıtlı 713 nolu parsel ile çevrili olup, bu yerin orman içi açıklık olup olmadığı hususunda alınan orman bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi, orman mühendisi bilirkişisi tarafından yapılan hava fotoğrafı incelemesi de sadece 1969 tarihli hava fotoğrafı üzerinde ve taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı yönünden yapılmış olması nedeniyle yeterli değildir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, taşınmazın bulunduğu bölgenin tespit tarihinden geriye 15-20-25 yıl öncesine ait ve bu zaman aralığında çekilen tüm hava fotoğrafları getirtilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve tanıklar ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik orman ve 3 kişilik zirai bilirkişi kurulunun katılımı ile yeniden keşif yapılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi vasıtasıyla hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün bölgeye ait tüm hava fotoğrafların da taşınmazın nasıl kullanıldığı hususlarında rapor ve kadastro paftası ile hava fotoğraflarının çakıştırıldığı renkli haritalar düzenlenmesi istenilmeli; zirai bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu belirten, komşu orman parseli ile karşılaştırmalı olarak değerlendirmeyi içeren, taşınmazı değişik yönlerden gösteren renkli fotoğraflarla desteklenmiş rapor alınmalı; orman bilirkişisi kurulundan, taşınmazın orman ya da orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı hususlarında memleket haritası ve hava fotoğrafları incelemesine dayalı olarak rapor düzenlemesi istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli ve karar verilirken, dava, kadastro öncesi nedene dayalı olduğuna ve 3402 sayılı Kanun"un 15"inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmazların, imar planı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır” amir hükmü dikkate alınarak davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu anlaşılması halinde, 30 dönümlük bölümün ifraz edilebilir olup olmadığına bakılmaksızın bu miktarın davacı ... tesciline karar verilmesi gerektiği dikkate alınmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.